0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
29
Okunma

Bir odada yankılanan sessizlik değil o.
Kalabalığın ortasında, kimsenin seni duymadığı an.
Yalnızlık, bir duvardır, saydam ve kalın,
Dokunulmaz kılar seni, herkesin içinde.
Oturursun bir kenara, gölgen bile sadık değil.
Kelimelerin dilsiz, kahkahaların yorgun.
İçindeki uğultu, dışındaki fırtınaya denk,
Anlatılmaz bir dil, anlaşılmayan bir şarkı.
O, bazen bir sığınak, dünyadan çalınmış bir köşe.
Kendinle yüzleştiğin, acı ama dürüst bir ayna.
Kabuk bağlayan yaraların, usulca soyulmasıdır,
Yeniden inşa etmenin, zorunlu başlangıcı.
Ama çoğu zaman ağır bir palto, omuzlarına çöken,
Soğuk ve aşina, atmaya cesaret edemediğin.
Cephede tek başına kalmış bir askerin hissi,
Beklemek, kimsenin gelmeyeceğini bilerek.
Ne bir eksiklik, ne de bir kusur,
Sadece var olmanın bedeli, insanın yazgısı.
Kendi evreninde bir ada olmak,
Denizin sonsuzluğuna sessizce direnmek.
Hüseyin TURHAL