0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
63
Okunma

Toprağın derin sırrı, kayanın kalbinden doğan.
Sessiz, berrak bir fısıltı, yaşamın ilk sesi.
Pınar, gizli bir damar, dünyaya açılan.
Bir elin avucunda toplanabilecek kadar saf.
Yosunlu taşlar, onun ilk tanıkları,
Çevresinde yeşeren her ot, onun bereketi.
Soğuk, taze bir dokunuş, yorgunluğu silen,
Sonsuz bir akışın en mütevazı başlangıcı.
Bir dağ eteğinde, ormanın kuytusunda,
Kimsesizliği yıkayan, sürekli bir hareket.
Küçük bir gümüş iplik, büyük nehirlere giden,
Bir yolculuğun vaadi, hiç durmadan ilerleyen.
Gelen geçer, su içer, serinler,
Dileğini fısıldar, sırrını bırakır.
O, ne durur ne de yargılar,
Sadece akar, var olur ve hayat verir.
Pınar, saflığın sembolü, temiz bir başlangıç,
Kendi yolunu sabırla oyan küçük güç.
Küçücük bir kaynaktan devleşen akış,
Her şeyin nasıl başladığını hatırlatır.
Hüseyin TURHAL