0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
43
Okunma

Yoruldum bu sevdadan.
Sözcüklerin ağırlığından,
bakışların yüklediği
o görünmez baskıdan.
Sanki kollarımda,
sürekli hareket eden bir kum saati taşıyorum.
Her an dökülen,
her an yeniden dolan bir endişe.
Bu, güzel bir yorgunluk değil.
Bir dağa tırmanmanın sonunda gelen o tatlı bitkinlik değil.
Bu,
bir labirentte dönüp durmaktan,
hep aynı duvara çarpmaktan
gelen
ruhsal bir yıpranma.
Kalbim,
artık hızlı çarpmıyor,
sadece zorlanıyor.
Eski bir makine gibi,
yağsız, gıcırdayarak
varlığını sürdürmeye çalışıyor.
Ne kadar verdim?
Hangi denizleri boşalttım
senin ışıltını beslemek için?
Hatırlamıyorum.
Sadece,
avuçlarımda kalan bu boşluğu,
ve dizlerimin titremesini biliyorum.
Belki de sevda,
bazen sadece durmaktır.
Koşmayı bırakmak,
savaşmayı bırakmak.
Yere uzanıp,
gökyüzünü izlemek.
Evet, yoruldum.
Şimdi izin ver,
bir süre sadece
kendimi seveyim.
Sessiz,
beklentisiz,
ve
dinlenmiş.
Bu aşkı,
bir süreliğine
uykuya yatırıyorum.
Umarım rüyası,
uyanışından daha hafif olur.
Hüseyin TURHAL