0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
39
Okunma
Bir şehir var içimde,
Sokakları adını fısıldar,
Kaldırımları hatıralarla dolu
Ve her köşe başında bir bekleyiş ağlar.
Camdan bakan her yüz seni arar,
Pencereler gözler gibi solgun,
Bir çocuk bile gülmeyi unutur,
Ne zaman geçse yokluğunun rüzgârı.
Geceleri lambalar titrer,
Sanki kalbimle birlikte yanar söner,
Bir sükût çöker taş duvarlara,
Küskün bir şehir olur içimde.
Kahveler boş, sandalyeler suskun,
Bir çay demlenir ama içilmez,
Garson bile bilir artık,
Sen gelmeden hiçbir masa tamamlanmaz.
Bir tramvay geçer, kimse binmez,
Zili çalar, yankısı kalır,
O ses, kalbimin atışı gibi,
Sensizliğe çarpar ve dağılır.
Bir köprü var, altından akmaz nehir,
Çünkü senin adınla taşar,
Geçmek istesem yüreğim izin vermez,
Her taşında bir anın sızar.
Rüzgâr, saçlarından kalma bir koku taşır,
Sokak lambaları ona eğilir,
Bir şehir ağlar, sessizce,
Senin gidişinin yankısında erir.
Saat kulesi bile geç çalar,
Zaman bu şehirde ağır yürür,
Bir sokak isminle başlar,
Bir duvar gölgenle bürünür.
Bir cami avlusunda dua eder yaşlılar,
Ben de aralarına karışırım bazen
Ama her “âmin”de kalbim sızlar,
Çünkü farkında olmadan seni ister kalbim.
Bir bankta oturur, adını kazırım,
Rüzgâr alır, göğe taşır kelimeleri,
Şehir duyar, yıldızlara söyler
Ve ben kalırım sessiz bir dizede.
Bir yağmur başlar, yollar parlar,
Ayakkabılar bile seni anımsar,
Bir şehir, yalnız kalbinde taşır seni,
Ne silinir, ne de unutur bir daha.
Ve gece iner, perde kapanır,
Bir şehir susar, ben susarım,
Kalbimiz aynı ritimde atar:
Biri taş, biri insan ama aynı yarım.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(22 Ekim 2025)