9
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
336
Okunma


Yalnızlığın Eski Sokakları
Bir kahve kokusu yayılır hatıradan,
Eski taş sokaklarda adımlarım yankılanır.
Çocukluğumun gölgeleri geçer önümden,
Ama hiçbir yüz, bana artık gülümsemez.
Bir radyodan kısık bir şarkı çalar,
Zamanın pas tutmuş kapılarından.
Her mısrada gençliğim düşer yere,
Toplayamam, elim titrer, gözüm dolar.
Bir sandalye boş kalır masamda,
Yanına kimse oturmaz artık.
Yalnızlıkla kadeh tokuştururum geceleri,
Hatıralar da sarhoş olur yanımda.
Ah, eski günlerin sıcaklığı
Bir yorgan gibi sarardı beni.
Şimdi soğuk bir rüzgâr var penceremde,
Ve ben, hep eksik, hep yarım .
Bir hatıra kutusu açılır zihnimde,
Sarı kartpostallar, solmuş mektuplar…
Her satırında bir “keşke” saklı,
Her kelimesinde kırık bir bahar.
Pencere önünde yağmura bakarım,
Her damla eski bir şarkıyı fısıldar.
O şarkıda kaybolan gençliğim,
Bir vapurun dumanında savrulur uzaklara.
Kırlangıçlar dönerken yuvalarına,
Benim dönüş yolum yok artık.
Bir şehir büyür içimde sessizce,
Ne kapısı var, ne bekleyeni…
Yalnızlık; adım gibi yanımda,
Gölge değil, kan bağı gibi.
Nostalji ise acı bir şarap,
Her yudumda biraz daha yanarım.
Ve anlarım ki;
Geçmişin sıcak sobası
çoktan söndü,
Şimdi elimde yalnızca
Issız bir sokak, Ve susturulamayan kalbimin çığlığı var…
Şiir Ceylan c yilmaz
5.0
100% (17)