0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
46
Okunma
Sabah Sokakları Saran Ekmek Kokusu
Uykusuz gecelerin koynunda bir emek,
Tandırın başında tüter sabır ve dilek.
Geceden yoğrulur hamurda bir kader,
Sabahın kokusuna siner bin keder.
Unla suyu karanlıkta dost eder eller,
Mayalanır rüyalar, sessiz düşler.
Bir nefeslik mola, belki de hiç,
Fırının ateşinde yanar bir iç.
Saatler geçerken, geceyle dost olur,
Karanlıkla savaşır, uyku kovulur.
Bir el yoğururken yorgun ekmeği,
Öteki dua eder, nasip dileği.
Fedakârlık kokar o sıcak buhar,
Evlat için, aile için, her sabah doğar.
Bir lokma için dökülen ter,
Ekmeğin üstünde sessiz bir zafer.
Alnında terin tuzu, bileğinde derman,
Her hamlede saklı bin bir ferman.
Uykusuz gözlerde bir sükûnet,
Ekmek pişerken dökülür minnet.
Sorumluluk yükü ağırdır her lokma,
Bir sabah, bir ömür, hiç bitmeyen okuma.
Ateşin başında sessiz bir dua,
Ekmeğe siner alın teri ve rüya.
Zamanı unutur hamurun kokusu,
Karanlığa karışır ekmeğin dokusu.
Bir kahvaltı masasında mutluluk olur,
Bir çocuk gülümser, dertler kaybolur.
İş ahlakı maya gibi tutar,
Sabırla, sevgiyle, yıllar boyu yaşar.
Alnındaki terle helal kılınır rızkı,
Sabahın kokusunda saklıdır aşkı.
O koku sarmalar dar sokakları,
Bir annenin, bir babanın duaları.
Ekmek, sadece ekmek değildir artık,
Bir ömrün özeti, sabrın sıra dışı artık.
Ve sabah olur…
Sokaklar o kokuyla uyanır,
Bir fırıncı ellerini yorar ama kalbi kanatlanır.
O ekmek, sadece karın doyurmaz,
Bir hayat yoğurur, bir kader yazılır,
Ve her lokmada bin emek saklıdır…