0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
118
Okunma
Gecenin koynuna sığınırken suskunluğum,
gözlerimin içinde büyüyen ateş, göğsümde ağır bir sırdır.
Her adımda, zamanın taş duvarlarına çarpıp dağılan
bir yankı gibi duyuyorum seni, usulca içime düşüyorsun.
Gözlerime değen her ışık, tenine yaklaşır gibi,
karanlıkta gizlenen bütün düşler seni arar.
Kendi yalnızlığımı taşırken omuzlarımda,
kalbim, senden uzakta atmayı öğrenemez hâlâ.
Yollar uzar, geceler birbirine eklenir,
adımlarımın gölgesinde senin adın var.
Bir fısıltı gibi rüzgâra karışan sesin,
her boşluğun içinde bana dokunur.
İçimde çağlayan bir nehir akar sana doğru,
her damlası, içimde gizlenen bir dua taşır.
Ve ben her nefeste biraz daha yaklaşır,
suskunluğumun kalbinde seni solurum.
Bir gün gökyüzü ansızın kapansa bile,
bütün yıldızlar sussa, bütün rüzgârlar dursa,
benim tek dileğim kalır ayakta:
Nefesim nefesine değsinnn.
Yusuf Ak (Yusâver)