0
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
170
Okunma
Savaşım kendimle olsa keşke
kalbim uyduruk bir şehrin kapılarına dayanmış
dal kırıyor kül savuruyor başına
…acıların kavgası diğer acıya zemin hazırlarken
iyileşmek yeni bir umuda tutunmak ne mesele
koca bir dağ gibi dikilir sessizlik gözlerimin önüne
kaçacak inatlaşacak
nazlı yanlarımı sır gibi kendime saklamaktan
başka çarem de yok
göğüm mavisinde öksüz
fakat herkes gibi yönüne aptalaşan
çokça göçmen kuşlarım oluyor
onlar gittikçe
onlar yükseldikçe ben karanlığıma dönüyorum
fenalık şehri içimde sokakları caddeleri belli
ve sevgi birinin sevgisinde;
rol çalmak değil
el ayağın uslu durduğu bir ölüm gelir aklıma
ve bir iki ağlaşa kişi
sonra yükseklik korkumu başlatır başka bir kalpte
…sakarlıkdan mı?
sevdalıkdan mı?
yürüyemiyorum usul başlı rüzgarların estiği yerlerden
bir fırtınanın sahiplenişi
asıl aşk hikayem
bitmez o hikaye
kış günü başka günün bitiminde de..
nehirlerin ilk aklına gelen göz yaşlarım
çocukluğum
her fırtına da asla yere devrilmeyen gençliğim
az biraz bu tarafa çekti ayaklarım
sanırım yaşının yanında kuruda yandı..
oy ben kimsesizliği
külüm
taş yığın bir mezarım
dil kendine kusur aramak yerine
hep sustu
evet sadece
tüyü bitmemiş aşkın hakkı yenildi için ,
sustu belkide…
21-08-2025
ist
5.0
100% (2)