0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
66
Okunma
Nar taneleri döküldü toprağa,
Her biri bir kalbin son atışı.
Ve toprak,
O kırmızı taneciklerden
Cennet bahçeleri kurdu kendine.
Gazze’nin çocukları
Ellerinde nar taneleriyle koşuyordu,
Bilmeden,
O tanelerin şehadet şerbeti olduğunu.
Gözleri göğe değdiğinde
Melekler onları karşılıyordu.
Her nar tanesi,
Bir annenin duasıyla çatladı kabuğundan.
Ve çatlayan her kabuk,
Bir ayetin kapısını aralıyordu.
Rengi kandı, kokusu rahmetti.
Ey sevgili,
Senin dudaklarında da nar tadı var,
Ama senin narın
Öldüren değil, dirilten cinsten.
Bir bakışınla kuruyan dallar bile meyve veriyor.
Ve bil ki,
Her nar tanesi şahitlik eder bize,
Yere düştüğünde,
Göğe yükselen bir adım olur.
O yüzden,
Nar tanelerinin şehadeti
Hiç bitmeyecek bu topraklarda.
Bir nar tanesi,
Dicle’nin suyunda yıkanır,
Bir diğeri Fırat’ın akışında kaybolur.
İkisi de aynı denize varır sonunda:
Rahmetin ve huzurun denizine.
Kabuğu çatlamış her nar,
Bir hikâye taşır içinde.
Kiminde bir Yusuf kuyusu saklıdır,
Kiminde bir Musa mucizesi…
Ve hepsi,
Aynı ilâhî bahçenin meyvesidir.
Şehadet şerbeti içmiş taneler
Gökkuşağının altından geçerken
Kırmızı renkleriyle
Eksik bir rengi tamamlarlar.
Böylece cennet,
Yeryüzüne bir anlığına iner.
Ey sevgili,
Nar taneleri gibi dağılmış yüreğimiz
Bir gün yeniden toplanacak.
Ve o gün geldiğinde,
Toprak,
Bizim adımıza şahitlik edecek.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(15 Ağustos 2025)
5.0
100% (2)