1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
103
Okunma
Mim harfinin gölgesinde durdum,
Başımı kaldırdım göğe,
Bir ay ışığı değdi alnıma,
Ve o ışık,
Asırlardır yürüyen bir nurun devamıydı.
Mim,
Gözyaşını saklayan bir hilal gibiydi.
Gölgesi,
Kudüs’ün taşlarına düşerdi sabah namazında.
Her gölge,
Bir dua kadar uzar, bir secde kadar kısalırdı.
Ey sevgili,
Senin ismin de Mim’le başlar,
Ve o harf,
Kalbimin üstüne kurulan bir kubbe gibidir.
Altında durduğumda,
Dünyanın bütün fırtınaları diner.
Mim’in kıvrımında
Bütün peygamberlerin adımları saklıdır.
O kıvrımdan geçmeyen söz
Kudüs’e varamaz,
Dicle’nin suyuna dokunamaz.
Ve bil ki,
Mim harfi bir kapıdır.
O kapıdan geçen,
Ne ayrılığı bilir ne ölümü.
Çünkü Mim’in gölgesinde
Her şey ebediyete varır.
Mim’in gölgesinde
Kur’an’ın sayfaları rüzgârla fısıldaşır.
Her ayet,
O harfin kıvrımından geçerek
Kalplere iner.
Bir çocuğun avucuna
Mim harfi düşer düşmez,
O çocuk yetim kalmaz artık.
Çünkü Mim,
Yetimlerin başında duran bir rahmet kubbesidir.
Gecenin en karanlık anında
Mim’in gölgesi uzar,
Kudüs’ten İstanbul’a,
Medine’den Mekke’ye
Bir nur köprüsü olur.
Ve sevgili,
Biz de bu gölgenin altında buluştuk.
Ne zaman adını ansam,
Dudaklarımın kıvrımı Mim olur.
Bil ki, o kıvrım
Hem başlangıç hem varış yeridir.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(16 Ağustos 2025)
5.0
100% (1)