1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
204
Okunma
İçimin bozkırlarında gezinen kelebeklerin
verdiği bir günlük yaşam mücadelesi.
Sonunu göremediğim bu hayatın neresindeyim?
Kapılıp bir gökyüzü dalgasına,
kuşları sürüklüyorum peşimden.
Karmakarışık bir fırtınanın ardında
bıraktığı harabe bir şehir gibiyim.
Zihnimde susturamadığım o malum sesler.
Azap mı bu?
Kimin âh’ıyım ben?
Kelimelerin ömrü doluyor,
ölüyor, gömülüyor.
Gidemiyorum, kalamıyorum.
Sonu gelmeyen bir savaş bu.
Bağımsızlığım,
gökyüzüne değen ellerinde saklı.
Karanlık şehirlerin bozuk sokak lambasıyım.
Beni fark etmezsiniz,
henüz yeni yayılmış bir vebâyım.
Bir kaldırım taşına düşmüş sesim,
üzerinden binlerce ayak geçmiş.
Ne duyan olmuş,
ne geri dönen.
Bir adresim yok artık,
bir ismin başına iliştirilmiş özne kadarım.
Yarım kalmış bir cümledeyim,
ne başı belli,
ne sonu.
Zamanla dost değilim,
ama düşmanlığımı da büyütmedim.
Sadece sustum.
Yoruldum.
Gölgesini kovalayan bir çocuğun
büyüyünce kendine benzememesini izledim.
Kendime dönemedim,
kendimden gidemedim.
Hayat,
bana denk gelmeyen bir gömlek gibi.
Ne giyebiliyorum,
ne atabiliyorum üstümden.
5.0
100% (4)