0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
87
Okunma
Kanatlarım kırıldı
Ama uçmak için göğe değil, kalbime döndüm.
Çünkü en yüksek sema,
İçimde hâlâ çırpınan duadır.
Gökler sustu bir gün,
Kuşlar bana sordu:
“Ey yüreği paramparça,
Sen hâlâ nasıl inatla uçuyorsun?”
Dedim ki:
“Her yara, rüzgârı daha iyi tanır.”
Ve ben,
Eski bir efsane gibi
Rüzgârla konuştum, ona isyanımı fısıldadım.
Kalbim bir çiftlikti…
Ama mahsulüm hüzündü,
Toprağım gözyaşıyla sulanmıştı.
Çiftçi ben, umut ektim her bahar,
Ama ne zaman filizlense,
Senin yokluğun dolu gibi vurdu başaklarıma.
Atasözü gibi yaşadım:
“Umut fakirin ekmeğidir,
Ama bazen taş olur o ekmek,
Ve dişin değil, ruhun kırılır.”
Bir güvercinle konuştum dün gece,
Dedi ki:
“Senin kalbin göçmen kuşlara bile fazla yorgun...”
Ben güldüm,
“Yorgunluk değil bu,” dedim,
“Sevda tortusu.”
Mevlâna’nın pervane dediği bendim belki,
Ama yandığım mum, senin yüzün değil,
Gittiğin gecelerin sessizliğiydi.
Kinayem de hazırdı:
Sanki sen bir bahardın,
Ama her gelişin çiçekleri soldurdu.
Sözde güneş,
Ama içimi karanlıkta bırakan sendin.
Züleyhâ’nın sabrını özenle ütüledim içimde,
Ama Yusuf olmadın hiçbir duamda.
Ben de dua etmeyi bıraktım sonunda,
Çünkü “Her dua, cevapsız bir mektup gibiydi sana.”
Aşk, kırık bir aynaydı artık:
Kendime baktım
Bin parça oldum.
Her parçada başka bir “sen”,
Her “sen”de başka bir yoksunluk vardı.
Kırık kanatlarım, kuşlara örnek oldu.
Onlar yere düştü,
Ben göğe sığamadım.
Yollar beni tanır artık,
Adımı bilmeyen taş kalmadı.
Çünkü ben her kaldırımda
Bir özlem düşürdüm cebimden.
Dilimi susmaya yatırdım,
Çünkü sözler artık merhem değil,
Tuzdu yarama.
Senin her suskunluğun,
İçimde bir çığlık olarak büyüdü.
Bir saatle konuştum:
“Kaç dakika daha böyle eksik yaşayacağım?”
Saat dedi ki:
“Sen zamandan değil, zamansızlıktan yaralısın.”
Gölgem dedi ki:
“Sen kimseyi değil, kendini terk etmişsin.”
Ben de susup gülümsedim
Çünkü bu gülüş,
Bin sayfalık bir veda manifestosuydu.
Her düşüşümde yere şiir yazdım,
Toprak beni okudu
Ve "bu adam aşkın toprağında gömülü" dedi.
Ama hâlâ uçuyorum,
Çünkü kalbimin üstüne
"Pes etmek yasaktır" yazdım.
Her darbede çırpınsam da,
Her yıkımda bir daha doğdum.
Ve anladım:
Kanat dediğin omuzda değil,
Kaderle inatlaşan yürekteymiş.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(28 Temmuz 2025)
(Kırıldık ama uçmaktan vazgeçmedik.)
5.0
100% (2)