0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
108
Okunma
Sustum.
Çünkü dilimden dökülecek kelimeler,
Kâbe’nin örtüsüne saplanmış hançer gibiydi.
Ve her hece, bir peygamber suskunluğunda saklıydı.
Kalbim konuşmak istedi,
Ama göğüs kafesim susturdu onu:
"Ey gönül," dedi, "her söz bir yangın çıkarır,
Her yangın bir ömrü yakar."
Sözlerim, birer iskeleydi gözyaşına yanaşan,
Ama ne gözyaşı gemiydi,
Ne kalbim liman kalabildi bu hasrete.
Sustukça büyüdüm ben,
Zülkarneyn gibi iki kutba hükmeden bir yalnızlıkta.
Doğuyla batının sessizliğini çiviledim alnıma,
Ve arşa mektuplar yazdım gözbebeklerimle.
Gece ile konuştum.
Ay dedi ki: “Senin halin bana bile ağır.”
Yıldızlar döküldü üzerime,
Her biri susturduğum bir cümleydi evrenden.
Kalbim bir denizdi
Ama içinde ne martılar vardı, ne kıyılar…
Sadece suskunluk,
Sadece dibe çakılmış kelimeler.
Mevlâna gibi döndüm kendi içimde,
Ama semâmda ne ney sesi vardı,
Ne de bir Şems’in gözleri.
Sadece ben vardım,
Ve konuşmaktan korkan benliğim.
Gül sustu,
Diken konuştu.
Ey aşk! Bu kinaye değilse nedir?
Kalbimi, bir semazen gibi
Suskunlukla döndüren sendin.
Sesini değil, sesinin yokluğunu sevdim.
Çünkü bazı sessizlikler,
Bir dua kadar yüksek seslidir Allah’ın katında.
Deniz, her dalgada şiir okudu bana:
"Sen susarsan,
Ben taşarım."
Ve ben sustum,
Ama deniz taştı,
Kalbime kadar yükseldi keder.
Zaman bile yoruldu benim bekleyişimden.
Saatler intihar etti duvarlarda,
Dakikalar dudağımdan düşen harfleri kustu.
Hiçbir ibre, seni gösteren yöne dönmedi.
Çünkü sen, pusulası bozulmuş bir kalbin kuzeyiydin.
İçimdeki çocuk, ranzasında yastığına şiir yazdı,
Kalbini ıslak harflerle uyuttu.
Bir anne şefkatiyle sarılsam dedim kendime,
Ama ben hep yetim kaldım kendimde.
Gözlerim gözlerine değil,
Gözlerinin ardındaki uzaklığa hasretti.
Ve her bakışımda,
Senin gidişin konuşurdu bana.
Bir taş, bana şunları söyledi dün:
"Ben bile senin kadar suskun değilim."
Aynalar dil çıkardı suretime,
Çünkü ben suretimi değil,
Senin yokluğunu giyiyordum üzerime.
Her sükûtum,
İçimde yankılanan bir kasideydi.
Şair sustu,
Ama mısralar içten içe haykırdı:
"Ey aşk, neden hep en çok seven susar?"
Gönlümde bir atlas çizdim,
Sessizliğin ülkesi diye adlandırdım.
Başkenti: "Sensizlik"
Dil: "Suskunluk"
Para birimi: "Umut"
Ve her gün enflasyonla eridi umutlarım.
Sustum.
Çünkü sustuğum yerde sen vardın.
Ve ben, seni kırmamak için
Kendimi parçaladım.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(28 Temmuz 2025)