0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
103
Okunma
Bir adam var, her sabah aynı köşede,
İki yudum çay, bir ömür sessizlikle.
Bardağın içinde değil artık çayın rengi,
O karışan, kendi içinin tortusu belki de.
Çay kaşığını tutuşunda titrek bir isyan,
Ne kahvaltı telaşı var ne sabah ezanı.
Bir bardakla başlıyor yalnızlığın töreni,
Boşluğu karıştırıyor — sessiz, usulca, sabırla...
---
Konuşturamıyorsun onu;
Dudaklarında susturulmuş bir halkın dili.
Gözlerinde dökülmeyen bir yorgunluk var,
Bir cümle gibi eksik, bir şair gibi silik.
Kimi zaman çocukları izliyor pencereden,
Ama kendi geçmişinden değil o sahneler.
Çünkü onun çocukluğu,
Annelerden çok sessiz sedasız geçmiştir.
---
Hiç kimse sormaz bu adama:
“Bugün nasılsın?”
Çünkü o, artık “iyi değilim” demekten bile usanmış.
Her şeyin cevabı bir çay bardağında gizliymiş gibi
Durur öylece…
---
Boşluğu karıştırıyor — belki hatıraları,
Belki de bir ses duymayı bekliyor karışan havada.
Ama ne bir kapı çalınıyor,
Ne bir kuş konuyor pervaza.
---
Ve sonra kaşığı bırakır,
Metal soğur, çay soğur, umut soğur.
Ama o hâlâ oradadır,
Çünkü gitmek, en son ihtimaldir.
Bir ses vardı duvarda,
Ne kapı çalındı, ne yankı döndü.
Bir tablonun arkasında kalmış gibi,
Kimse bakmaz, kimse kaldırmaz,
Ama hâlâ orada…
Bir sandalye, üç ayaklıydı mesela,
Oturan düşmedi ama eğrildi kelimeler.
Cümleler yere döküldü,
Kıvrılmış bir gömlek gibi, ütüsüz, anlamsız.
---
Masada bir tabak vardı,
Ne yemek, ne açlık…
Sadece beklemek vardı içinde.
Çatalı sol elle tutanlar değil,
Sessiz kalanlar doyar en son bu şehirde.
Bir kadın geçti mesela,
Elinde bir pencere…
Evet, pencereyi taşırdı,
Çünkü bakacak yeri kalmamıştı duvarların içinde.
---
Boşluğu karıştıran adam değil bu artık,
Boşluğun kendisi olmuş parmak uçlarında.
Kaşık yok, çay yok,
Zaman, bir yerden bir yere sızıyor sadece —
Dikişsiz bir sızı gibi.
Kafasında çivisiz bir çerçeve,
İçinde hatıra yok,
Ama rengi ağlıyor hâlâ.
---
İşte bu yüzden bazı insanlar yürümüyor,
Ayakta bekliyor, ayakta yaşlanıyor,
Ve bazen hiç düşmeden
Çöküyor içten içe.
---
Bir ses hâlâ duvarda,
Bir dua gibi kalmış:
Yarım, sessiz, anlamını yutmuş…
Ama sen duysan bilirdin,
Bir adam orada kendini unutmuş.
5.0
100% (1)