1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
197
Okunma
Henüz adını koymadım kızım,
belki Lila olursun, rüzgârla açan bir çiçek,
belki Sare, eski zamanlardan bana kalan bir dua,
belki Leyal, gecelerin huzurlu yıldızı,
belki de Lina, kalbimin ince sızıları arasında
ışık gibi doğarsın bana.
Ben otuz iki yaşımdayım,
ömür yolunun ortasında,
gözlerim hâlâ çocukluk pencerelerinden bakarken
senin için büyümeyi öğreniyorum.
Bir gün avuçlarımda uyuyacaksın,
ben de sana bütün kaygılarımı
ninni diye fısıldayacağım.
Henüz nefesin değmedi odamıza,
ama adımlarını duyar gibi oluyor kalbim.
Bir sandalyeye oturup seni düşünüyorum;
küçücük ellerinle tutacağın kalemleri,
çizdiğin ilk daireyi,
okuduğun ilk harfi,
ve ilk kez “baba” diyeceğin günü.
Ve bil ki kızım,
seni karşılayacak bir anne var bu dünyada,
adı Elif…
Asaletli bir dağ gibi dik,
güzeller güzeli bir çiçek gibi narin,
ama hepsinden öte
bir anne kadar güçlü.
O seni kollarıyla saracak,
gözleriyle koruyacak,
ve sen,
annenden sabrı,
babandan umudu öğreneceksin.
Belki gözlerin annene benzer,
belki bakışların bana,
ama ne olursa olsun
senin gelişinle hayat
yepyeni bir şiir olacak evimizde.
Henüz adını koymadım kızım,
çünkü sen geldikten sonra
o isim dudaklarımızda
zaten kendi kendine çiçeklenecek.
5.0
100% (5)