0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
64
Okunma

Bazen insan, kendi kendinin muhasebe defterini aralıyor.
Bir yaprakta “keşke” yazıyor, diğer yaprakta “bekle biraz, geçer” diye oyaladığı cümleler.
Benim defterim, sen gidince bembeyaz kaldı;
çünkü ne yazsam eksik, ne anlatsam fazlaydı.
Sana dönmek için çok sustum.
Sustukça içimde büyüdü o ses:
“Geciktin.”
Belki de hayat, benim gecikmişliğim yüzünden bu kadar acı verdi.
İnsan en çok geç kaldığı yerlere sızlar çünkü;
en çok tutamadığı sözlere gömülür.
Seninle aramızdaki mesafeyi ölçtüm bir akşam…
Ne kilometre çıktı, ne gün.
Sadece kendi içimde kaybolduğum bir yol.
Yürüdükçe seni hatırlatan taşlar,
tuttuğum her nefeste seni aratan boşluk.
Biliyorum…
İki insanın birbirine duyduğu o ince bağın da bir imtihan payı vardır.
İnsan bir kalbi kırdığı yerde kendi kaderini de yaralar.
Ben seni kırmadım belki ama,
seni tutacağım yerde suskunluğa tutundum.
Ve suskunluk, çoğu zaman ayrılığın diğer adıdır.
Geceleri dua ederken,
adını söylemekle söylememek arasında sıkışıp kaldım.
“Allah’ım, kalbimi biliyorsun…” dedim yalnızca.
Çünkü senin için duyduğum şey,
ne tam bir umut,
ne de tamamen bırakılmış bir acıydı.
Arası vardı…
Bir insanı unutamayışın arası.
İnsan bazı yokluklara alışıyor.
Ama bazılarına alıştığını sanması bile bir yalandan ibaret.
Sen yokluğunun en gerçek hâliydin.
Bir eksiklikti, taşımayı öğrendiğim…
Ama hiçbir zaman hafifletemediğim.
Şimdi sana dönsem, belki kapı açıktır.
Belki kapalıdır, bilemem.
Ama şunu bilirim:
Her adımım senin gecikmiş bir hatırana değer.
Her cümlem, içimde birikmiş pişmanlığın ağırlığını taşır.
Seni artık çağırmıyorum.
Sana dönmeye de çalışmıyorum.
Ama insan kendine dürüst olmalı:
Kalbimin en tenha yerine bir sandalye bıraktım.
Üzerinde sen oturuyorsun;
gelmeyişinle, gidişinle, sessizliğinle…
Ve ben, o sandalyeye bakarak her gün şunu anlıyorum:
Hasret, bazen geri gelmeyeni beklemek değil;
geri dönemeyen bir insanın kendi içine gömülüşüdür.
Şimdi anlıyorum…
Bazı hikâyeler tamamlanmaz,
sadece insanın içinde yankı bırakır.
Sen de bende öyle kaldın:
Gelmeyen bir adımın,
hiç susmayan bir iz gibi.
5.0
100% (1)