0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
76
Okunma
Bir sabah, içimde bir ağırlıkla uyandım —
Rüyamda taş gibi sustu dağlar,
Ve ben konuşamadım toprağa.
Her kelimem, dizimde ağrıydı
Her nefesim; "Bir gün geçer mi?" duası...
Çamura bulanmış bir yolda yürüdüm
Ayakkabılarım değil, geçmişim ağırdı.
Sırtımda babamın yorgunluğu
Annemin iç çekişleri vardı.
Ve şehir...
Küf kokuyordu umudun cebinde taşınırken.
Ama sonra...
Küçücük bir çiçek gördüm kaldırım kenarında
Üzerine basılmış,
Ama hâlâ maviye açık bir yüz gibi dimdik.
İşte o an anladım:
Büyümek, kırılmakla başlıyordu.
Gökyüzüyle pazarlık ettim bir akşam,
"Yağmur ver ama gökkuşağını da ekle," dedim.
"Acı ver ama türküsünü de öğret bana."
Bir kelebek kondu avuçlarıma,
Rengi ölüm gibiydi ama kanatları yaşama benziyordu.
Sonra bir çocuk gülümsedi karşıdan —
Eli kirli, üstü başı perişan...
Ama gülüşü; Tanrı’nın eliyle çizdiği bir şiirdi.
O an dedim ki kendime:
“Her zorluk, ardında bir sevda bırakır,
Ve her yara, biraz ışık sızdırır.”
Günler geçti,
Ben çiçek toplamayı öğrendim taşların arasından,
Küçük mucizelere selam vermeyi öğrendim.
Bir çayın buharında anı,
Bir serçenin kanadında hikâye aradım.
Şimdi gülümsüyorum her sabah,
Çünkü biliyorum:
Yaşamak kolay değil, ama güzel…
Tıpkı dikenli bir gül gibi:
Kanatır, ama kokusu unutulmaz.
Bir sokak kedisi geçti önümden,
Ne evdi umurunda ne mama,
Bir duvarın gölgesinde uyku,
Bir çocuğun parmağında huzurdu derdi.
Dedim ki içimden:
“Mutluluk belki de beklentisiz bir bakıştır dünyaya.”
İnsanları izledim sonra…
Kimi telaşla yürüyordu,
Kimi hâlâ “yarın” denen hayale borçluydu.
Ama içlerinden biri,
Elinde fesleğen,
Bir sokak tezgâhına hayatı dizmişti.
Ve orada anladım:
Bazı insanlar çiçek gibi konuşur,
Toprağa değmeden büyütür seni.
Yorgun bir amca oturmuştu banka,
Gözleri uzaklara bakıyordu —
Ama dikkat ettim,
Yanından geçen her güvercine selam veriyordu.
Bir selam, bir tebessüm…
İnanır mısın?
Kuşlar bile hafifletiyor yükünü bazen.
Bir sabah güneş,
Pencereme utangaçça dokundu,
Yorganımda tarçın kokulu bir huzur vardı.
Ve içimden geçen tek şey şuydu:
"Demek ki hâlâ umut var...
Çünkü uyanabiliyorum."
Böceklerden de bahsedeyim:
Bir uğur böceği kondu parmaklarıma geçen gün —
O an zaman durdu gibi.
Minicik bedeniyle
Sanki koca evrene fısıldıyordu:
“Az olabilirsin,
Ama eksik değilsin.”
Ve çiçekler...
Rengârenk bir anlaşma yapmış gibiydiler toprakla.
Güzelliğin sessizce yaşanabileceğini öğrettiler bana.
“Görülmek zorunda değilsin,
Ama kokun iz bırakmalı,” dediler
Kırılmadan, bağırmadan, sadece var olarak.
5.0
100% (2)