1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
160
Okunma

Artık hiçbir şeyin anlamı yok…
Ne doğan gün, ne gece… ne de sokaklar.
Bir zamanlar seninle yürüdüğüm yollar,
Şimdi düşman gibi... her adımda kan akar.
Sana yazdığım şiirler bile küsmüş,
Kalem elimde ağlıyor bu gece.
Bir zamanlar “seviyorum” dedin ya hani…
İşte o yalan şimdi canımı kesiyor ince ince.
Bir sen vardın… hayat vardı, umut vardı,
Şimdi sen yoksun,
Ve ben bir mezar taşı gibi suskun kaldım.
İçimde gürül gürül yanan bir yangın,
Adını anmakla bile yanıyor dilim.
Sensizlik zehir… her gece içime akıyor.
Beni ben yapan ne varsa yıkıldı,
Gözlerimdeki ışıktan geriye kalan…
Simsiyah bir boşluk, içi dolu bir yalan.
Sen gittin ya… işte o gün öldüm aslında.
Ama hâlâ nefes alıyor bu beden,
Sadece ceza olsun diye bana.
Artık hiçbir şeyin anlamı yok…
Ne dua ederim, ne de hayal kurarım.
Sadece seni özlerim… bir lanet gibi,
Her gecenin ortasında
Kalbim acıyla bağırırken
Bir tek senin adını anarım...
Artık hiçbir şeyin anlamı yok…
Çünkü en çok inandığım yerden vuruldum.
Bir zamanlar “canım” diyen sesin,
Şimdi yokluğumla alay ediyor uzaktan.
Ben seni yaşamak için bekledim,
Sen beni unutmak için sustun.
Kalbimin tam ortasında bir yangın var şimdi,
Ve o yangına en son senin adını attım.
Beni unuttuğun o gece…
Ben kendimi gömdüm.
Ne bir mezar taşı, ne bir dua…
Sadece sessizlik… sadece acı...
Şimdi bana “nasılsın?” deseler,
“Hiç” derim…
Çünkü artık bir anlamım yok.
Senin olmadığın bir hayatta
Ben sadece bir yarımım…
Kanayan, tükenmiş, susmuş bir kalbim.
İmza:
Kendini bile unutan bir kalbin son cümlesi.
Gözyaşıyla kazınmış, bir aşkın küllerinden kalan sessizlik.
5.0
100% (1)