0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
59
Okunma
Her şahit sustuğunda,
Günah kendi dilinde konuşur...
Birbirini tanımayan kelimeler gibi
Sıralandım kaderimin önünde.
Ne kendime tanıdım
Ne zamanla barıştım,
Ve sonra,
Tüm günahlarımı içime çağırdım
Adlarını birer birer söyleyerek.
İlk tanık: Gözlerimdi.
"Ne gördüysen, sustun" dediler.
Oysa ben her bakışta
İçimden bir mucize geçirmeye çalıştım.
Ama gözler,
En çok görmezden geldiklerinde kirlenir.
İkinci tanık: Ellerimdi.
"Dokundun mu harama?"
Hayır...
Ama yardım etmem gereken elleri
Görmezden geldim.
Ve bu da başka bir suçtu galiba.
Üçüncü tanık: Kalbimdi.
"En ağır yük sende mi kaldı?"
Evet.
Ama bazı yükler öyle susar ki
Taşımadığını sanırsın
Oysa onlar seninle birlikte
Her secdede diz çöküyordur.
Günah dediğin
Bazen işlenen değil,
Unutulan bir iyiliktir.
İşte ben,
Unuttuklarımın
Mahkûmuyum bugün.
Kâğıda dökülmemiş itiraflarım var
Kurumuş gözyaşları gibi
Kalbimin kıyısına sinmiş.
O yüzden kimse bilmez
Ben neyi yapmadığım için
Günahkâr oldum.
Bir hüküm beklemiyorum artık
Çünkü ben
Hükmü kalbime çoktan verdim:
“Sen, hatırlaman gereken yerde sustun.
Ve susmak da bazen en ağır günahtır.”
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(8 Şubat 2025)
5.0
100% (1)