0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
59
Okunma
Akşamın ince morunda, beyaz bir tül gibi süzülürsün,
Göğün ak suyuna değen bulutlar kadar sessiz ve duru…
Zaman, sen yürürken yavaşlar;
Ayak izlerin kuytu sokaklara dua bırakır,
Gecenin bile hürmetle açtığı bir sure gibi geçersin şehirden.
Sözlerin, iri kar tanelerine benzer:
Erir parmak uçlarımda,
Ama bıraktığı serinlik içime işler,
Seni bir kez duyan, unutur tüm kışları.
Yalnızlığın ortasında bir su gibi uzanırsın
Ve ben her susuzlukta sana koşarım,
Bir vadide kırılmış kervan gibiyim,
Sen ise dağın eteğinden sızan şifalı kaynak.
Senin gülüşünle yeniden doğar gündüzler,
Bir zambak gibi…
Kokusunu saklamayan, bembeyaz ömrünü utanmadan sunan,
Ve solmadan, yavaşça zamanın omzuna yaslanan…
Zambak Kadını,
Sen geçince sokaklar temizlenir,
Kirli bakışlar yönünü değiştirir,
Ve sükûtun bile ilahi bir ezgiye dönüşür.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA