elindeki bastona yüklemişti
taşımakta zorlandığı
iki soluk arası
araya sığdırılmış
anlatınca kısa ama
yaşayınca
bitmeyecek zamanları

arzın ve arşın ortasında
çokluktan tekliğe
varlıktan yokluğa
hiçlikten dirliğe uzanan insan
gerçeklerinin idrakindeki son demlerinde
ağırlaşmış bedenini bir bankın üzerine
yerleştirdi dikkatlice
emekli vali sami bey

renklerin solduğu
canlılıkların yitirildiği
göçlerin başladığı kainatı
bir kuşun kanadından
seyre daldığında
çınar ağacının yapraklarından
birkaç tanesi
süzülerek kucağına
yanına
ve ayaklarının ucuna
düşmeye başladı

sarıdan kızıla dönen rengini
kenarlarından kurumaya başlayıp
kırılganlaşan hatlarını seyretti
uzun uzun
kitap aralarındaki papatyaları
gülleri hatırladı
kurumuş
bir parça dağılmış
kokularını yitirmiş
hala gül
ve hala papatya şeklinde olan çiçekleri

dipdiri zaman
daima zinde
içinde olan
hevasına kapılan
kenarından köşesinden renk kaybetmeye
şeklinden
suretinden kayıplar vermeye mahkum
ve dahi mecburdu

gözü çocuk parkına takıldı
sonra iki sevgili geçti önünden
etraflarına savurdukları gülüşlerin tınısında
coşku ve canlılık vardı
bakındıkça etrafına
daha çok diş biledi
daha çok sitem etti
zamana

gökyüzünde bulutlar hızlı hızlı ilerliyor
ufak bir açıklıktan
cılız ışıklarını sızdıran güneşin
çehresini tamamen kapatıyorlardı
hafifçe esen rüzgar
giderek arttırıyordu şiddetini
kuruyan yapraklar
yollardaki tozlarla havada
dönerek boşluğa sürükleniyordu

hayat arkadaşlığı yaptığı bastonunu alıp
ufak adımlarla ilerlerken
serpiştirmeye başlayan
yağmur
hızlandırmadı onu hiç

gelmekte olan bu sağanak yağmura
yakalanmak için adeta ayak sürüyor
her bir damlasını bedeninde ağırlamak
ona dokunacak
varlığına şahit olacak
bir güç arıyordu

insanlar telaş içinde
sağa sola koşuyor
şimşekler titreyen anlık çakışlarıyla
daha çok paniğe kaptırıyordu
herkesi

bahçe kapısını açıp girdiğinde
bir serçenin kenarda
öylece durduğunu
kendisini görmesine rağmen
kıpırdamadığını
fark edince
yaklaştı
avuçlarının arasına alıp
seyretmeye başladı
o zavallı kuşu

sağ ayağı kırık olan bu küçücük canın
korkudan hızla atan kalp sesleri
avuçlarında yankılanıyorken
çaresizce
bu korkuya teslim ediyordu kendini

çaresizliğini
korkuyu ve teslimiyeti
düşündü
bu kadar hür bir canlının
mahcubiyetini
ve teslimiyetini

redfer