4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
825
Okunma

KAYBOLDUM HURUF’TA
Hüznünde vuruluyor kuşların ümitleri
Annesiz menekşeye ağlıyorum ben,
Aç kargalara ziyafet, yavru ceylan kemiği
Sebepsiz yok oluşa ağlıyorum ben…
Hangi tarlada bıraktın hayallerini
Demir almış gidiyor sevdalar
Koşsana, durdursana gidenleri
Bir başka vuruyor bugün dalgalar
Kavgası mıdır cihanın bilmem
Durup durup gitmeler
Enkazında hayalin
Sevgiye küreksiz çekilen menziller
Ben mestiyim, mestanesiyim
Sükût-u ibrahimin beytinde
İçi boşalmış duasıyım
Âlem-i masivanın fecrinde
Bir küfem var sırtımda
Yüküm kendimden ağır
Sır yüklü tohumlarımda
Toprağı kıtım, gönlü sağır
Düğümlenmiş filizlerim
Avuç avuç, ilmek ilmek
Sehpaya şeref dikerim
Onunda arzusu kirlenmek
Umut yüklü tuyurlarım
Umutsuz uçtu sonsuzluğa
Beynimi delen sorunlarım
Tebdil eyledi soysuzluğa
Sonuçsuz yol almalar
Bedelsiz suçluluk hissi
Kesrete vahdet bulmalar
Topu topu iki bakır tepsi
Ellerimse sadece varlığım
Gömerim ecrama onları
Yok, varsa bir katre saflığım
Evvele avdet ederim sonları
Hangi nimete hayır dedi ki
Soluksuz kayboluş
Bulutlara fidan ekti
Hazin, zavallı yok oluş
Semalar arza değil midir kefil
Ey safvet, konuş sen de
Fikrimde zikrolan sefil
Saflık su da değil midir? hem de
Kovanların ardındaki kir
Arılar da örmez mi huzuru
Koptu kıyamet, uçtu fikir
Bilmez mi kelebekler sudur’u
El ver tabip, ne olur el ver
Gayri bulalım merhemi
Hancı durma, sen de yokluğu ser
Hangi turna da unuttuk merhameti
Yusuf’un hüznünde mi sevda
Yoksa Leyla mı sandık çölleri
Arşın arşın eşkâl göründü süveyda!
Yoksa umman mı sandık gölleri
Varaklara elem çöktü
Acep bilir mi yanmayan nar’ı
Semaver nice çaylar döktü
Mikyas tutmaz oldu efkârı
Döküldü mizandan altınoluklar
Saçıldı ummana simya
Boğuldu azalmadan soluklar
Unutuldu sessizce aşk-ı kimya
Anahtarı bab’lar yuttu
Çilingir, ameline küstü
Ay, aral gölünü kuruttu
Âlemler imge, ihyalar sülüstü