0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
305
Okunma
Anlatmazdı yüreğini , hissettirmezdi incindiğini,
Kanasa da yüreği gülümserdi hayata
Masum bir çocuğun gülümsemesi gibi.
İncitmezdi kimseyi,
İncinmenin ne demek olduğunu
en derininden hissettiğindendi.
O kadar ki, acısı bilinmesin diye sana sarılırdı.
Sarılışı bir feryattı aslında
Gözlerinin ardında gizlenen bir acı.
Gülümserdi her an , mutlu gibiydi sanki.
Lakin o gülümseme birçok kez kırgınlığını taşırdı içinde,
Hiçkırıklarını saklardı.
Mutluluk çok yabancıydı,
Bilinmeyen, dinlenmeyen bir şarkı gibiydi onda.
Gözlerinde, yüreğinde, gülüşünde bir hüzün vardı sanki.
Bu hüzne rağmen nerden bilebilirdi ki gerçek mutluluğu,
Nasıl tanıyabilirdi ki huzuru.
O, her anına alışmış bir yorgundu artık,
Mutluluğu aramaktan vazgeçen bir yolcu.
Işığı artık göremeyen bir mahkumdu.
O artık var olmayan bir umuttu.
O ki, en büyük savaşçı,
Lakin en erken vazgeçen.
O ki, en güzelini hak eden,
Lakin yaşamadan bitiren.
O ki, belki de bu dünyadan sessizce göçen.
5.0
100% (3)