2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
255
Okunma
Yokluğun...
Kör bir kuyunun içindeyim;
susuz, karanlık ve yapayalnızım.
Senin yokluğunla kaldım;
kollarım yok gibi,
kanatlarım kırık...
Bazen öyle duygular geliyor ki,
anlatması zor...
Sessizliğe gömülü, körleşmiş,
açıklaması olmayan hâller...
Yokuşlarla dolu,
sürekli bir yok oluşun
içindeydim.
Ama bu hayatı yaşadım
ve güçlü olmayı öğrendim.
Çünkü başka şansım yoktu;
güçlü olmak zorundaydım.
Bazen bazı el’lerin
ardında gizlendim,
Bazen de bazılarının
dışında kaldım.
Kimi zaman
kubbelerin altında,
kimi zaman
ateşin tam yanında durdum.
Yeryüzüne bir balkon gibi
yukarıdan bakıp,
yeşili seyre daldım.
Ve o an anladım:
İnsan,
bir semah gibi yaşamalı...
Yaradanı anarak,
hak yoluna dönerek…
İçten gelen bir huşûyla,
kirlenmeden özlemeli.
Ama sonunda,
özlem bile sönmeli.
Kareli defterlerde
biriktiriyorum tüm bu sözleri,
Kendime ait imgelerle dolu.
Bir eski sokak gibiyim artık;
Ömrüm yol kenarındaki
kaldırımlarda geçti.
Sen kalbimin
altın sırmalı kaftanı…
Sen düşüncelerimin
baharı…
Sen sabrımın
doğan sabahı…
Merak etme ben iyiyim.
Çünkü sen,
kötü olmama
izin vermeyenimsin
Ve şimdi…
Senin yokluğunu,
sana başka nasıl anlatayım?
Yunus Yaşar
5.0
100% (3)