0
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
227
Okunma

Ağır vebaldir ardına bakmadan gitmek
Sıcaklığın dururken hassas kalbimizde
Kahpe sancıları doğrayıp aşımıza
Küçücük dünyamızı yıkıp başımıza
Aldırmadan akan göz yaşımıza
Mutluluğun çırasını yakamadan henüz
Fütursuzca kayman bir yıldız gibi bilinmeyen karanlığa
Ağır vebaldir
Taşları doldurup hissiz bağrına
Tebessümleri gömüp kıraç toprağa
Patlatıp en ince damarlarımızı çekip gitmek
Rezilce yaşamaya göz kırpmaktır
Kirletilmiş hangi sevda alkışlanır ayakta
Sürgün vermez hiçbir gül bataklıkta
Ölemez bilirsin vefasızlar kuş tüyü yatakta
Kaburganı yokla
Kaç okka yüreğin var hesapla
Tazele mazini
Avni’ye ,Muhibbi’ ye baki kalmadı dünya
Kavlince yüzünü vurup aymazlığa
Öykünüp vadileri aşındıran ırmağa
Kıvrılıp kaybolman dehlizlerde
Ağır vebaldir
Heyben kıvamlı ahlarla dolu
Eğleme kevgire dönen ruhunu
Dudaklarında çatlamış kahkahalarının izi
Bu gitmeler alt üst etti yörüngemizi
Topuklarını sert vurma itibarına
Yediverenlerin vahı mı kalır yarına
Yamacını yaralayan bakışlarını toparla
İki yakan iki bin yıl geçse daha gelmez bir araya
Yekünu kitaplara sığmaz günahlarının
Taşıma sırtında cehennemini
Sen ne Şirin’sin ne Leyla
Tesadüf degildir aşk nasip olmaz her kula
Saçlarında baharı uyutmuyorsun artık
Ellerinde büyümüyor zaman
Kirlenmiş bakışlarını sakla kör sandıklara
İncitmesin sana müştak alemi
Ağır vebaldir mest kokunu bırakıp gitmek
Korkunç bir zulümdür kalp ağrısıyla ölmek...
5.0
100% (6)