2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma

Perdeleri uçuşan pencerelerde yaş aldı zaman
Baba nefesli tahta kapılı evler devrildi
Toprak yuttu çerçevesi dağılan ömürleri
Ne var ki yerli yerinde duruyor hala annelerin tılsımlı sesleri
Mazinin külünü savurur pencerelere çarpan rüzgar
Hislerin mevsimsiz tel tel çözülür
Kulağına gömülü bir nefes dirilir ihtişamıyla
Can kırığı sancılar heybenden avuç avuç dökülür
Her tatlı duyuşun içinde saklıdır zaman
Dünün çığlıklarında boğulan
Kalplerimiz vardı çocuk çocuk atan
Sevince telaşlı sustukça ürkek
Kanımız durmazdı damarlarımızda oysa
Taşardı ağzımızdan gözümüzden köpürerek
Kürek çekince denizinde aşkın
Dizlerinin bağı çözülürdü gönlümüzün
Korkuyla yüzlenen yüzlerimiz çekilirdi perdeden
Güvercin neşesiyle hayallere sürerdik atımızı
Süt mavisi sabahlara varırdık göz kırpmadan
Köhneyen ömrümüzün üzerinde ağardı zaman
Boğazımıza dizilen uktelerimizle büyüdük
İlk mektep sıralarında tozlandı düşlerimiz
Sevdaya düşmeden henüz soldu gülüşlerimiz
Simurgu değildik belki çağımızın
Kanat çırpardık uğruna Kaf dağımızın
Aradık hakikati seneler geçerken paslı yollarda
Işıdı hatıralar esrarlı rüyalarda
Yoruldu içimde dört nala koşan küheylan
Menzile varmadan beni yalan etti zaman...
5.0
100% (6)