1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
342
Okunma
I.
ağacın kovuğundan süzülen yarım ay ışığı
parlatırken gözlerini
aşk
demiştin
başlangıcı değilse her şeyin
belki de
sonu olmalı.
II.
ellerimle bir ateş yaktım
içine atmak için kutsal olan her şeyi
bu, külleri biriktikçe incelen
bir cinayetti.
tanıklık ettim
ve uyandım, üstelik kış bitmeden
halbuki ihtiyar bir hayaletin ağladığı bu yerde
o ateş
ve birkaç soluk temiz hava
sonsuz bir uykuya yatırabilirdi beni.
III.
ne serin bir akşam, değil mi
her şey
soğuk bir rüya gibi
ve ben bu rüyayı bir yerden hatırlıyorum
bir yol vardı
çeperleri çarpık kuşkularla çatlamış
o yolda kaybettim senin
ayak izlerini.
IV.
biliyorum
düşmemiş de olsaydın cennetten
kendin inecektin
tutup kaldırdım seni
bir şairin kaleminden damlayan
inkar gibi.
V.
aşk mı
hayır
bu, kaybolmuş bir yolun
ve o yolda yürümek için ölenlerin hüznüdür.
ve artık zamanın dilinden
ölüler bile korkmalıdır.
VI.
rüzgar dudaklarımdan başlıyor esmeye
belli belirsiz bir şarkı
düşük frekansta çırpınış
blues belki
notaları yanlış
yine de dinliyorum.
dudaklarım
gözkapaklarından başlıyor öpmeye
ağızda dağılan yemin
şarap belki
adı konulmamış bir yerdeyiz
kimsenin yüzüyle ağlamadığı
ve burası
gülümsediği yer olmalı hayaletin.
VII.
tekrar tekrar okunan o dua
her defasında seni yitirmek zorunda mıyım
efsaneler
neden yansıtmıyor gerçekleri?
açık havada yırtılan karanlık
gibi açıldığında gözlerimiz
bu sahte göğün altında bize
ne kaldı ki?
kara
5.0
100% (3)