0
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
373
Okunma
çünkü artık
gökyüzü değil ayaklarımın altındaki.
dipsiz bir cehennem bunalımı bu
trajik
fakat
uzaktan bakınca çok komik.
bir ozanın kalbiydi bana verdiğin
çiğ çiğ yedi onu hedonist şeytan
hayasız soytarı
lanet
kulak cırmalıyor fısıltıları.
o ceset
hep dönüp duruyor muydu suyun içinde
yoksa
içtiklerim mi yapıyor bunları?
sanki kararmış bir nehirde gövdemi arıyorum
ve bir başka yüzün hatıraları
kaybediyor
suyun dalgalarını.
seninle olmak
o nehirden
göksel bir rüya içmekti
sen,
en soğuk harfi yok olmuş bir dilin
sesimi unutma
kelimelerimde parmak izin.
herkesin söylediği yalanlardan
bir de ben söylemişim ne var
bir başka gökyüzünde
bir başka yüz de ben takınmışım.
yazık
sana ait sanmıştım o gökyüzünü
o geceyi sana ait sanmıştım
şimdi seni
sadece o eski satırlarda hatırlıyorum
seni hatırlamakla kendimden oluyorum da
seni unutmakla
senden olamıyorum.
ölüm yaratılmadan önce de toprak
ölüleri bekliyordu
dürüst
ve kuytu
toprağın nefesini dinliyorum.
çünkü gökyüzü
en büyük yalanıydı çocukluğumun
beni
masumiyetimin incelen sesiyle kandırdı
uçurtmalar yaptım parmaklarımla
hepsi yandı.
çürük tahtalarda güneş yanığı
sırıtıyor kırık
altın dişleri şeytanın
ağız kenarları bir şeytan için dahi çarpık
yırtmak istiyorum
ruhunu,
avcumda sıkmak istiyorum.
çırılçıplak bir öfkeyle
gecenin göğsüne sarkıyorum
dişlerimle söküyorum dikişlerini
boğazımı düğümleyen eski ninnilerin
annesiz uykuların.
kara gözlerimle parçalıyorum
kokuşmuş nehrin sularına gömdüğüm
kahkahasını şeytanın.
korkmalısın
çirkin yaratık
boğdum rüyalarından kaçan o çocuğu
elimdeki kılıç
tahtadan değil artık.
kara