0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1376
Okunma

I.
tek cümle kaldı inanmazsın
kurulması için
kış bitmeliydi.
..
bir fırtınanın kollarıdır bunlar
nereye gidebilirsin
sen ki su yeşili bir ırmağın akışını anlatırdın geceye
bahçeler yetiştirirdin
gelirlerdi ve senin bahçende uyurlardı yaralı kar taneleri
öpülesi mücevherlerle yüklü o atlar
senin bahçende dinlenirlerdi.
niçin titriyor sesin?
hiçbir şey hiçbir zaman
sana doğruları söylemiyor
ölü bir çiçeğin taç yapraklarını okşuyorsun
fırtınadan geldin, bitkinsin
şimdi esen, esen bir rüzgardır
sen esensin, esenliği sen getirdin
niçin yakınıyorsun
tütsülenmiş kâğıtları rüyalarıyla süsleyen
sen değil miydin?
hâlâ üşüyor mu ellerin
yazılacak rüyan kalmadı mı sevgilim?
II.
her şey çürümektedir
gecenin nefesi çürümektedir
ve sen hep çok güzelsindir
ve senin göğüs kafesin bir kuş kafesi değildir
ve senin göğüs kafesin
sadece bir kuş kafesi değildir.
göğüs kafesine
sonsuz tane kuşun sesini hapsetmişsin.
halbuki herkes çok iyi bilir senin
kuşları
ve kuşların seslerini de özgür sevdiğini
ve sen çok iyi bilirsin
ne kadar iyi bildiklerini herkesin
her şeyi
fakat
anlamadıklarını hiçbir şeyi.
..
bu yük
çok ağır
sırtına al.
kabullen artık
her kuş
küllerinden doğamaz.
III.
lilium
arı tanrıça
uzanıyor dizlerime saçları
saçlarına serpilenler yağmur damlaları değil
yıldız kırıntıları.
-niçin sönmüş ki ışıkları
gökyüzünde durdukları gibi durmuyorlar niçin?
ah, tanrıçası düşlerin
çünkü ne varsa ışık saçmak olan marifeti
utanır karşında senin.
..
arınıyor
beyaz öpücük izlerinden kaldırım taşları
ve ruhum
saf karanlık.
iç içedir gece
ritmiyle kalbinin
ve rem evresiyle gözlerinin
kanamadım nefesinin sıcaklığına
..
bir kış daha uyuyalım mı sevgilim?
Kara
5.0
100% (4)