4
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
274
Okunma
Ben hiç deniz görmedim ki
Yağmurla vuslatına da şahit olmadım
Çığlık çığlığa martılar da uçmadılar üstümden
Resimlerde gördüm en çok denizi
Mavisini gökyüzüyle denkleştirdim
Dalgaları mutedil Anadolu çırpıntılı
Tuzlu sularında
Altıncı filonun yankilerini ağırladığını da duymuştum
Ama ben Deniz’i hiç görmemiştim
Aşkmış tutkuymuş deniz
Onu bir seven bir daha vazgeçemezmiş o sevdadan
İçli bir türkü gibi yer edermiş sevgisi insanın yüreğinde
Sonu olmayan bir romanmış denizlere sevdalanmak
Ben hiç Deniz görmedim ki
Yusuf, Hüseyin, Sinan, Ulaş gibi
Bir insan ismiydi Deniz bende
Hem de en yiğidinden
Hücreydi, demir parmaklıktı
Mahkeme duvarı, idam sehpasıydı benim için deniz
Ve haki renkli bir parka
Bazen renk değiştirirdi
Babamın alın teri kokan sarı başaklar
Deniz olup dalgalanırdı çocukluğumda
Az sonra uyanırdım düşlerimden
Kendine dönerdi denizin rengi
Al kalpaklı sarı saçlı adamın gözleri gibi
Ben hiç Deniz görmedim ki
Hece hece şiirlerde yazdım hep Deniz’i
Hangi mevsimde daha içe siner rengi
Kokusu gecemi daha güzeldir
Yoksa gün batımında mı hiç öğrenemedim
Ben hiç Deniz görmedim
Ama yinede içimde deli dalgaları çırpınır
Ruhumu yıkarım mavi sularında
Yalnızlığı yalnızlığım
Varlığı hayallerimin baş konuğudur hep
Gün güne düşer
Altısıdır mayıs şafağının
Can kelebekleri uçuşur Ulucanlar avlusunda
Deniz kokusu gelir beyaz çiçekli akasyalardan
Bakışlarım dalıp gider Deniz’li diyarlara
Bir gün derim bir gün mutlaka...
Ben hiç deniz görmedim ki
O yüzden küsemem kimselere kimseciklere