17
Yorum
57
Beğeni
5,0
Puan
2214
Okunma


bir sergi açmışım
yüreğim çarşısına
gün olur güneş olur
kar boran tipi vurur çiçeklerimi
fırtınalar savurur tezgahımın muşamba örtüsünü
yadıma yarenlik eder boşluktaki hayallerim
yazarım çizerim
gülmek mi ağlamak mı?
kalemimin karasındandır kusurum
yaşamak sevmekten ibaret desem de
hiç eksik olmaz damağımdan
yezit bir acının tadı
ondandır
hasretin adını haslet koyuşum
düşünür düşlerim
neyleyim kapıma dayanan baharı
her nefesim karakış
bitimsiz bir oruca başlamışım
iftiralardan sakınır olmuşum iftarımı
sonsuza dek iftiharımsın
eksikli bir eskiz değil
koyukahve bir resimdir bendeki aşk halin
uyurum uyanırım
eşleyemem heceyle geceyi
mum ışığından ibaret yarınımın ziyası
tutunmuşum tutsaklığımın kanadına
rastıksız kaşlar, rimelsiz kirpikler
canıma tak etse de eti kemikten ayıran bir suskunluk
yemin olsun ki
adadığım adaklar kabul olsun diyedir
dudaklarımın inzivaya çekilmesi
varım ya da yokum
bağsız pabuç
ilmeği kaçmış çorap
hep sobelenmişim kader oyununda
kopan öd’ümü topluyorum bir ayak izinden
ürkek bir serçe gibi titriyor yüreğim şu an
söylesene be tanrım ne günahım var benim
parmak uçlarında bir kuklayım ben
kopan iplerimi tamir etsen ne kaybedersin
görsem de gözükmüyorum
beş basamaklı bir anıtın gölgesine sığınmışım
şafağımda sahipsiz bir hutbe
gülebilmek değil ölebilmek olmuş son dileğim
darda kalmaktansa zorda kalmayı dilerdim
derman arıyorum takatsiz bir şiire
sen demeyecektim ama sensiz olmuyor hiçbir şey
hayal ediyorum
yeşil; küf
sarı; sarmaşık
kırmızı; kızılınca hasret
beni bence değil sence düşün
ve dikkate alma bakışlarımı ne olur
ikrarımdandır gözlerimin bu hali…
5.0
100% (33)