13
Yorum
47
Beğeni
5,0
Puan
1601
Okunma

Çıplaktı
sesimiz, nefesimiz
sevmelere soyunduğumuzda,
çırılçıplak ve tertemizdi yüreğimiz
kirlettik her şeyi..
elimizdeki gümüş çuvaldızı bırakıp,
bahtımıza, bu altın iğne düştü diyemedik!
dağıttık sevgimizi bol keseden!
ve sevgimle, sevgilerimle dedikçe
her gün biraz daha üryan hayallerimiz
kapatır dedik,
biçimli sözcükler ayıplarımızı.
sırnaşık dizeler, telafi eder kayıplarımızı!
her noktaya, her virgüle
maşallah dediğimizle kaldık…
bilemedik, her derdin devası kendi içinde
açıp bakmadan kozasındaki gerçeklere
bütün kabahati, bütün suçu aşka yükledik
yalnızdık, yalan olduk!
alıntı dizelerle kutsadık üşümelerimizi!...
kaderimizden yadigar,
kara kaplı deftere iki mısra yazıp
dökelim istedik içimizin incinmiş yanlarını
yasaklı renkler ülkesinde, yolu kesildi harflerimizin
kurşunu sakıncalı bulundu kurşun kalemimizin
giyindiremedik ter kokulu tenlerimizi, rengârenk hecelerle
şikâyetçi değiliz deli gömleğimizden
nasıl gelmişsek giderken de öyle gideceğiz
ki;
sitemimiz, çıplak yüreğimizi önce giyindirip,
sonra…
yalın alazlarla yanmışlığımızın suskusunda
baki kalan sevgimizle
gelip çatmış nefsi terbiye zamanı
kulaklarımızda evladiyelik bir söz
hatıratımızda sallınan üç beşikle
belki
bir gün
çıplaklığımız…
bir umut işte!
5.0
100% (26)