10
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
270
Okunma
Kuş konmaz hayallerimiz
Gökyüzünün tavanına asılı umutlarımız
İçin için büyüttüğümüz çığlıklarımız
Ve aklımızın zulasında acabalarımız vardı…
Hiç hesaba katmadan
Sevginin yarına yolculuğunu
Nefsimize teslim edip ruhumuzu
Zamanı sevişmek saatine kurup
Günü gönlümüzce yaşamak adına
Yalın ayak düşmüştük aşkın yollarına
…
Teninin kokusu huzur elçisi
Tebessüm davetiyeliydi gamzelerin
Sana baktıkça
İçimi gıdıklayan duygularımı öteleyip
Saçlarına saklasam da aykırı heveslerimi
Karakış esintisi gibi üşütürdü dudaklarımı
Sana söyleyemediğim sevgi sözcükleri
Kıpır kıpırdı her anın
Serçe sabahlarımızın neşesiydi
Ele avuca sığmaz muzipliklerin
Hiç aklımdan çıkmıyor
Bir keresinde
Hadi beraberce bir dilek tutalım deyip
Tuttuğumuz dileği üç kez tekrar ettirip
Tabaklarımızdaki zeytin çekirdeklerini
Bir bir saymış ve çift gelince de
Sevinçle çığlık atmıştın ya…
O zaman hiç aklımdan geçmemişti
Zeytin çekirdeklerinin de yalancı olabileceği
En çok
Ellerini tutmayı severdim
Bir de türk kahvem gibi nefaset ehli
Koyukahve gözlerine bakmayı
Bazen
Keyifle mırıldandığın bir aşk şarkısı
Bahtımın baharı olurken
Bazen de
Kirpiklerinden süzülen
Hüzün mühürlü yaşlarınla
Kıvamsız bir keder olup
Yüreğime dolardın
Suskunlaşırdın bazen
O an anlardım kabuğuna çekilip
Kendini kendince yaşamak istediğini
Ama fırsat vermezdim
Hemencecik
Yanaklarını avuç içlerime alıp
Bir öpücük kondurup alnına
Kalbimin sesini duy diye
Göğsümün soluna yaslardım başını
Az sonra başını hafifçe yukarıya kaldırıp
Öyle bir bakardın ki gözlerime
O bakışların gönül yurdumu istila ederken
Ben de usulca kulağına eğilip
Sevgimin sesiyle
Seni çoktan da çok sevdiğimi söylerdim
Bazen dalıp giderdim
Kalem alemine
İmge imge şiir olup
Hecelerine dökülür
Bazen de
Parmak uçlarının maharetiyle
Bir çizgi karaktere dönüştürürdün ya beni
İşte o an öylesine çok korkardım ki
Silgi tutan bir el gönül sayfamıza dalıp
Kalplerimizden sevgimizi silecek diye
Selamını getirirdi bazen
Kuşluk vakti kuşları
Çok özlerdim ki seni o zaman
Ben içli içli kısmetsizliğimize gücenirken
Koynunda biriktirdiği acılarla
Senin nasipsizliğin çıkıp gelirdi
Üç beşikli bir masal âleminden
İşte o zaman anlardım ki
Yanlıştan dönmenin bedeli
Ayrılıkla betimlenmiş aşkın yasasında
…
Kişi kendini de
Gönül eşini bilir sözcüğünden
Arayan belasını da Mevla’sını da bulur kıvamına..
Toplanır yasak askılarından
Sevdanın kızıl gömlekleri
Gün düne dönüp
Acılar tünerken gözbebeklerine
Kalbinin karanlıklarıdır
Tek sığınağın
Ve düş düşkünüdür artık
Göğün tavanına aslı umutların
Kuş konmaz hayallerin