0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
426
Okunma

Koş…
Ne kadar hızlı olursan ol,
Ayakların rüzgârı kesse de,
Bir gölge var arkanda hep,
Sessizce adımlarını izleyen.
Dağları aş, denizleri geç,
Karanlık tünellere sığın,
Gözlerini sımsıkı kapat,
Ama vicdan oradadır — hep orada…
Ne bir dağ saklar seni,
Ne şehirler unutulmuşluğa gömer.
Kalbinin kıyısında durur,
Bir nabız gibi atar her suskunlukta...
Bir çocuğun ağlayışında,
Bir mazlumun bakışında
Bir yetimin öksüzlüğünde
Ve senin, her gece uykusuzluğunda…
Koşarsın belki bin bahara doğru,
Ama ardında bir kış kalır hep:
Vicdan kışı.
Soğuk, keskin, affetmeyen…
Papillon’un dediği gibi,
İstersen kanat tak gökyüzüne,
Yine de kaçılamaz
Kendi içinde saklı mahkemeden...
O mahkemede,
Hakimin sensin, sanık da.
Ve hüküm asla ertelenmez:
“Ne kadar hızlı koşarsan koş,
Asla vicdanından kaçamazsın...”
Erol Kekeç/17.04.2025/Sancaktepe/İST