2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
201
Okunma

Geldi bahar, dallar yine tomurcukla doldu,
Rüzgâr eski şarkıları usulca terennüm etti,
Güneş, nazlı bir sevgili gibi süzüldü ufukta,
Ama neyleyeyim, sensiz baharın şevki gitti...
Güller açtı, ama renginde hüzün var bu kez,
Kokusu maziden taşan hatıralarla yüklü,
Bülbüller şakıyor ama bir ah gibi, bir hicran,
Sanki her nağme, sensizliğin tercümesi...
Yeşil ovalar gözlerime perde perde serildi,
Ama içimdeki çoraklık dinmiyor bir türlü,
Bağzarda yankılanan şarkılar yetim, eksik,
Çünkü bu bahar, sensizliğin baharı...
Serin sular yine şırıldıyor dere kenarında,
Ama yansıyan yüz, bir gölge kadar solgun,
Renkler cümbüşe durmuş doğanın paletinde,
Ama neyleyeyim, içimdeki siyah silinmiyor...
Hatırlıyor musun? Şu çiçek açan ağacı,
Gölgesinde diz dize oturduğumuz günleri,
Şimdi yine çiçeklerle bezeli dalları,
Ama sensiz, bu dalların bile neşesi yok...
Her bahar bir vaattir, canlı umut dolu,
Oysa benim baharım solmuş, silik, bitkin,
Geldi ama neyleyeyim, baharın şevki yok,
Çünkü bahar sensiz, bahar değil ki...
Gökkuşağı donuk, sabahlar mahzun,
Geceler yıldızsız, ay ışığı sönük,
Rüzgârın uğultusu bile sessiz çığlık,
Sensiz her şey eksik, sensiz her şey yarım...
Bağzarda hüzün, gülde bir durgunluk,
Bülbül suskun, besteler mahzun,
Ağaçlar eğilmiş, yollar suskun,
Sensiz bahar, bahar değil ki...
Geldi bahar, ama neyleyeyim,
Sensiz her bahar bir hazan gibi,
Geldi bahar ama solgun, kırık,
Çünkü bahar sensiz, bahar değil ki...
Erol Kekeç/07.03.2025/Namazgah/İST
5.0
100% (2)