0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
199
Okunma

Mutsuzum, iki kelimeyi konuşacak insan yok yanımda
Duygularım ölü, düşüncelerim soğuk bir mezar taşı gibi ağır,
Ben mi fazladan biliyorum yoksa insanlar mı rahatsız olmaktan kaçıyor?
Yanımda yatan yabancı, özlemi çığırından uzak
Sevgi yok, saygı yok, muhabbet süssüz bir çöl;
Birlikteyken bile yan yana uzanmayan kalpler gibiyiz
Televizyonun sessiz şahitliğinde ömrümüz eriyor,
Bir levazımcımıyım, ihtiyaç duyulduğunda yanımda
Ama her ihtiyaç bir adım uzaklaşıyor; aramızda haşin dağlar büyüyor
Böylesi hayatta bir ömür geçer mi diye soruyorum kendime
Ama cevabı bilmek istemiyorum belki de...
Kurtulmak istiyorum, kendimden bile kaçarak,
Hayat ışığını yitirdiğim, bir koridor mu bu,
Karabulutlar kuşatmış gökyüzümü;
Her şey gri, her şey sessiz, her şey soğuk
İçimde yangınlar büyüyor, alazlanıyor her köşede
Ama kıyılarımda su yok, o ateşi söndürecek bir damla...
Gel diyorum, yakın olalım, konuşalım
Ama her sözcük ölü bir nehre karışıyor
Kırk dereden su geliyor her defa
Ve her dereden sonra araya düşman orduları giriyor
Söyleyin dostlar, bu hayatın şifresi nedir?
Bir formülünü biliyorsanız söyleyin bana
Ben de son nefesimi vermeden önce solumak istiyorum;
Bir yudum nefes, bir anın huzuru, bir sıcak kelime...
Neden bu kadar ıssızlaşıyor her şey?
Bir sevginin, bir dostluğun ağırlığı
Bu kadar kör eden bir sessizlikle nasıl sınanabilir ki?
Her gece, her sabah Aynı karanlığın tünellerinde kayboluyorum
Ama çıkışı yok gibi...
Formülü söyleyin bana dostlar
Bir yüreğe yeniden ışık doğsun diye
Bir sevginin şefkatiyle sarılıp gökyüzüne bakayım diye
Sonsuz bir geceye düşmeden önce
Beni çıkışa ulaştıracak o sözcükleri arıyorum...
Bir soluk, bir yudum sevgi, bir damla umut
Ben de yaşamak istiyorum bu çölde kaybolmadan önce...
Hayatın sessiz çığlıklarında duyulan yoksunluk
Her insandan gelen yankısız ses
Beni ben olmaktan çıkaran bu gürültüye bir çözüm var mı?
Varsa, söyleyin
Ben de nefes alayım yeniden
Kendimden kaçmadan yüreğimde huzur bulayım...
Erol Kekeç/26.01.2025/Sancaktepe/İST