9
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
543
Okunma

dudak kıvrımlarına yabancı öpüşler mi tünedi
hangi rüzgarda kayboldu gülüşün
sesim nehir gibi akıp gitti
çığlıklarıma hapis olan bir odada
ellerimden savrulan hayaller
kelebek gibi kanatlandı zamanın ötesine
uçuruma sürüklenen bulutlar gözlerimden süzüldü
Masumiyetin selâsı okunur
Yıldızlar düşer gökyüzünden
gözlerimde kaç iklim yaşadım biliyor musun
dilime prangalar vurulduğunda
volkanın içinde kızıla boyanan lav gibi
yandı her bakışım
ruhumun kökleri toprakla sevişip
yüksek dağlara düşen kar gibi eridi
her harf
savrulup gitti
sustu boşlukta
bir kuşun kanadında kaybolacak kadar özgür
bir damla yağmurun denize karıştığı an kadar
tutsak
yabancıyım kendime
içimde yıkılan şehirlerin izleri var
bir yıldız kayarken göğsümde,
hangi dileği diledim
Nereden bileceksin ki
her yolun sonu başa dönerken
gövdenin içindeki düşler kaybolur
ruhunun çocuksu kanatlarına sarıl
serbest bırak elbiseni
bırak soyunsun bedenin
çünkü en derin sevda
çırılçıplak yaşanır
Meryem Ayan
5.0
100% (19)