0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
156
Okunma
Bir mezar başında, sessizlik var
Canlı diz çökmüş, yüreği ağlar,
Toprağın altında bir yürek susmuş,
Sözleri durmuş ama ruhu burada...
Canlı:
"Ey meyyit, duyuyor musun beni?
Sessizlikte yankı ver, bilir misin halimizi?
Nedir orada hâl? Nedir ahval?
Buradaki dünya, yıpranır durur hâlâ.
Biz gaflet içinde, koştuk durduk,
Hırslar içinde kaybolup yorulduk.
Ey ebedi durağa varan bilge,
Ne gördün, ne bildin söyle de, çekelim perde."
Meyyit:
"Ey yaşayan, can taşıyan,
Neden sorarsın bu boş dünyadan?
Toprak kucakladı beni, bir dost huzuruyla,
Ama her şey satır satır yazıldı ruhuma...
Orası ne zenginlik, ne mal ister,
Sadece bir yürek, temiz ve iffet ister.
Toprağın altında rütbe yoktur,
Adalet tektir, hakikat çoktur...
Gözlerimi kapattığım an fark ettim,
Nefes dediğin ne ince bir ilmikmiş.
Ah, dünyada nice koşuşturma boşmuş,
Kalbinde sevgi yoksa her yol sarp yokuşmuş"
Canlı:
"Ey meyyit, ne acı konuşursun,
Ama sözlerin derindir, yüreğe dokunur.
Bu dünya bizi bağladı zincirle,
Kör etti resmen "Sevgiye, hakikate "
"Ne olacak bizim hâlimiz, söyle,
Hangi adımlar bizi kurtuluşa götürür böyle?
Hırsı mı terk etmeli, malı mı bırakmalı,
Nedir söyle, kalbe huzuru sağlayacak anahtarı?"
Meyyit:
"Ey yaşayan, kulak ver sözlerime,
Hayat dediğin bir nefes, biter ansızın hece hece.
Hırs dediğin, kalbi körelten bir zehir,
Mal dediğin, ağırlık; mezara gelmez ki peşinden...
Sevgiyle yürü, affetmeyi öğren,
Bir yetimin gözyaşında hayatı gör sen.
Komşunun açlığı seni uykusuz bırakmazsa,
Burada sevapların eksik yazılır duvarlara."
Canlı:
"Ey toprak altında sırra eren,
Sözleri bana çok şey öğreten.
Ama dünya öyle çekiyor ki bizi,
Unutuyoruz ebedi gerçekleri."
"Ne tavsiye edersin, hangi yol doğru,
Hangi adımlar kurtarır bu yolcuyu?"
Meyyit:
"Ey yaşayan, ben de bir vakit senin gibiydim,
Hırsların peşinde kaybolup gittim.
Ama ölümün soğuk eli dokundu bir sabah,
O an anladım neymiş hayat...
Bir tebessüm bırak geride, bir iyilik tohumu,
Sadakanın bereketi, açar her ruhu.
Kibrini bırak, gönlünü alçalt,
Hakikat yolunda yürümek için bu şart."
"Sevdiklerinle vakit geçir, zaman kısa,
Her söz, her davranış yazılır misafire.
Kimi gözyaşı döker burada anıldığında,
Kimi ise lânetlenir, geçmişte hatırlanır...
O yüzden ey yolcu, bu dünya bir handır,
Sevdiklerinle güzelleşir, dostlarla anlam bulur.
Ama unutma, hayat ebedi bir duraktır,
Burada yaptıkların öte âleme yansır."
Canlı:
"Ey meyyit, sözlerin taşır bir derya,
Her harfinde gizli bir hikmet var.
Ama biz, insanız işte, unuturuz,
Gaflet bizi sarar, karanlıkta kayboluruz."
Meyyit:
"Ey yaşayan, unutkanlık insanın halidir,
Ama her sabah yeni bir fırsattır.
Bir güneş doğar, vicdanına ışık saçar,
Sen de uyan, tövbeyle yoluna devam...
Hayır işle, az dahi olsa,
Toprak bile bir damla yağmurla coşar.
Kimseyi incitme, kalbini koru,
Ve unutma, her nefes bir emanettir O’ndan."
Canlı:
"Ey meyyit, sözlerin kalbime işledi,
Sanki dünyaya yeniden geldim şimdi.
Bir ahit gibi saklayacağım bunları,
Ve seveceğim daha çok, unutmayacağım yarını."
Meyyit:
"Ey yaşayan, sana öğüdüm budur,
Kalbinde sevgi olsun, dilinde huzur.
Dünya bir gölgedir, geçer elbet,
Ama hakikat bir yıldızdır, hep parlar göklerde."
Canlı mezar başında gözlerini kaldırır,
Gökyüzünde yıldızlar bir bir yanar.
Duasında yüreği sükûnet bulur,
Meyyit ’in sözleri hayatına nakşolur.
Hayat bir yol, ölüm bir köprü,
Bu diyalogun kalplere rehber olsun, her sözü.
Bir meyyit ve canlı arasında geçen,
Bir yıldız gibi parlasın, bu öğütler unutulmasın ...
Bahadır Hataylı/03.01.2025/Sancaktepe/İST
5.0
100% (3)