1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
208
Okunma
Tepemin üstünde sapsarı boncuk
Yâdımda gölgesin gün ışığında
Saklıdır utangaç, küçük bir çocuk
Alnının sayısız kırışığında
Ekmek, aş gibidir bende heyhatlar
Bazen yeri gelir, bazen itiyat
Hastadır bir zaman durmayan atlar
Beklerler koşacak yeni bir hayat
Bulsaydım sinende küçücük boşluk
Kaçmaz sığınırdım yağmurlarına
Çok zaman içimi kemirdi hiçlik
Bakmadım baharın mağrurlarına
Şenliğin çağları toylukta kaldı
Gama gark oluyor son demlerimiz
Doğan güneş battı gün akşam oldu
Aynı olmasa da matemlerimiz
Nazım sana geçer, şikayet sanma
Ardımdan güldürdün insan kısmını
Duada bir defa söyledim amma
Kalem, kağıt bilir bir tek ismini
Gittiğim bu yolun sonu malumdur
Yiyemem uğrunda ömür bağından
Umudum yürekte sıska bir mumdur
Bir “of” çıksa söner, yâr dudağından
5.0
100% (4)