4
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
267
Okunma
Şahları deviren sevdalar gibi
Emrah’ın önünde sur dağlar gibi
Kâh umut okşayıp, kâh çağlar gibi
Kelamı boynumu büktü bıraktı
Günleri sayarak hayal besledim
Yetmedi, her ânı dünle süsledim
Nihayet, bir heves, yâri sesledim
Damlayla dolanı, döktü bıraktı
Sabiler elinde oynatır gibi
Gevşemiş çenede çiğnetir gibi
Tav bilmez hamuru kaynatır gibi
Keyfince dört yana çekti bıraktı
Meramı duyunca ardı sormayan
Hesabı hatırdan, çil’e vurmayan
Gizliden ikrara lebi varmayan
Tek sözle şüpheyi ekti bıraktı
Sağıra, dilsizler anlatır gibi
Ahraza derdini dinletir gibi
Körlerin yurdunda ünletir gibi
Kayıplar peşine taktı bıraktı
Çürümüş kafesin, yürek serçesi
Tahammül kalıpsız, taviz sırçası
Tereddüt umarken, cânın parçası
“Koç” dedi bıçağı yıktı bıraktı
Zamanla çığlaşan uzaklar gibi
Sürgünün seheri, sazaklar gibi
Yad el’i süsleyen tuzaklar gibi
Alnıma hasreti çaktı bıraktı
Her mevsim görünce türlü fırtına
İlmekler işledim bahtın sırtına
İkbali bağlarken sevda hırtına
Günbegün bir ucu söktü bıraktı
5.0
100% (10)