3
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
407
Okunma
göğün gümüş kadehinden
anason kokulu bir yağmur dökülüyor şehre
hafif yalpalayan
kafası güzel bir yağmur
sanki…
yağmurda sevgilisinden ayrılmış gibi
sanki…
yağmurda benim gibi
biraz alkollü bu gece
ıslak caddelerde şık giyimli bir gölgeyim
hangi kaldırımdan yürüsem
sensizlik sıçrıyor üstüme
hangi saçağa sığınsam
yokluğun giriyor koluma
üstelik üşüyorum…
senden kalan sıcaklığı tükettim
artık ağustosta buz kesiyorum
sürüden sürülmüş bir kılıç balığı gibi yalnızım
bunu söylerken bile yankılanıyor sesim
sen bilmezsin bendeki yalnızlığı
yalnızlık benim cehennemim
yalnızlık benim iğneli fıçım
yalnızlık benim arsız misafirim
her gece gelir usulca çalar kapımı
aşüfte bir yosma gibi girer koynuma
unut diye fısıldar kulağıma
u n u t…
unutmam seni, u n u t a m a m
sahibinin mezarından gidemeyen köpekler gibi
gidemem senden
mevsimler bitse
yollar bitse
ben bitsem de
düğüm düğüm bağladığım aşkımı
iplik iplik sökemem
ah yarım kalmış avazım
bir kez öldürsem
bin kez diriltirim içimde seni
araf’ta kalmış bu sevdayı
canlı canlı gömemem