0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
140
Okunma
Sorma be Papatyam, sorma ne haldeyim diye
Bu saatten sonra ben de bilmiyorum
Öç kuruşluk iki gram aklım vardı
Onu da harcadım içi boş bir sevda uğruna
Darmaduman perişan bir haldeyim
Bugün elimde kalan son fotoğrafını da yırttım
Çünkü her baktığımda rüzgar olup esiyorum
Gazel olup dökülüyorum
Yağmur olup yağıyorum
Karışıyorum ummanlara
Yok oluyorum Papatyam!
Vallahi de billahi de yok oluyorum
Küsüyorum sonra yaşamaya
Hoş geldiğinden beri, yaşıyorum da sayılmaz
Etim kemiğimden ayrılmış
İçi boşaltılmış bir şeyden ibarettir
Ağlayan iki güzüm var ya
Onların da vebali günahı senin boynuna
Bir onları mı?
Sana inanıp da gönlümü mezarlığa çeviren
Hiç düşünmeden canımı heba eden
Benim de vebalim günahım senin boynuna
Sorma be Papatyam, sorma!
Ne hallerdeyim nasılım diye
Bu saate sonra ben de bilmiyorum
Kaç tufan esti bağrımda, kaç kez düştüm
Kaç küskünlükte çıktım
İnan ben de saymadım
Şimdi çıkıp karşıma, yeniden var mısın, diyorsun
Sana geldim, seninim, diyorsun
Yaktığın ateş söndü be Papatyam!
Resimlerimiz de sararıp soldu
Bak, gönlümde açtığın yaralar da kapandı
Zaman da silindir oldu geçti üzerimden
Gafletine bir daha çağırma beni be Papatyam!
Sorma be Papatyam, sorma!
Ne haldeyim nasılım diye?
Bu saate sonra ben de bilmiyorum
Buz tutmuş ömrümün duvarları
Canım canında soğumuş
Güvendiğim dağlar kış olmuş, kar olmuş
Oysa ben ilk kez dudaklarımla içmiştim baharı
Mor salkımlı sarmaşıklar sarıp sarmalamıştı beni
Hani pembe panjurlu evimiz olacaktı?
Bu aşk hikâyesinin sonu
Mutlu bilecekti be Papatyam!
Sayende hikâyenin daha ilk sayfasında
Bizi yazan kaleme yenik düştük
Beklersin bir mektup
Sızı gibi durur avucunda
Boş salıncaklar gibi sallanır şimdi
Yapraksız ağaçlar altında
Yokluğunda günler ağıt yakar
Sesiz bir gece hüzünler yapışır ellerime
Yıkılmış duvarların enkazı gibi dağılır hatıralar
Saçılır dört bir yana nar tanesi gibi
Zaman zaman kaybolur aklımın gelgitleri
Sarıp sarmalar hüzünler sensiz gecelerin mateminde
Yüreğimde sesiz düşler, sinemde keskin bıçak
Soluğum düğümlenir
Sensizliğin acısı dolanır boynuma
Senli hatıralar gölgesinde ben bir dilenciyim
Kimse beni ben kimseyi tanımam
Adeta yabancıyım kendime
Güzel gözlerle bakanlar
Yanakları al al olandan
Ne çıkar ki şimdi benim yalnızlığımdan?
Ne gelenlerin sevinci ne de hüznü gidenlerin
Dayamışım anlımı soğuk camlara
Kuşlara bakıyorum yağmurda kaçan…