Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
redfer
redfer

kelimelerde resim yapar

Yorum

kelimelerde resim yapar

5

Yorum

26

Beğeni

0,0

Puan

453

Okunma

kelimelerde resim yapar

kelimelerde resim yapar



size, görüneni değil
gizliyi görmenin sırrından bahsedeyim biraz

her şeyin perdelerinden arınmış özüne yaklaşmayı düşleyen
suyun, toprağın, rüzgarın renginden
orada ölmek istiyorum dediğim
doğup büyüdüğü evden

dağları uçsuz bucaksız
geceleri lacivertin en koyusu
yıldızlı göğünün görkemli sessizliğiyle
bütün rüyalarımda ve düşlerimde yer bulan köyümden
bahsedeyim biraz

avuçlarımın içinde karmaşıklaşan çizgiler
ve yüzümde uzayan yollar
bir mağaranın kovuğuna gizlenip
yapayalnız ağladığım
avunduğum
hiç eskimeyen o kadim anılardan
bir çemberin
yolun sonunda birbiriyle buluşan iki ucu gibi
yeryüzünde devinen diğer her şey gibi
sakin, ağır ve gürültüsüz yerlerden

bir şeyler oluyor orada, bir şeyler
ağır, sessiz, gürültüsüz
kimseler fark etmeden
derin bir uykuda tohum
bir çekirdeğin çatırdayıp açılması kabuğundan
ve suskun her şey
susmayı öğrenebilmiş

rüzgarın, yüzünü yavaş yavaş törpülediği o taş
toprağın göğsünü damla damla kabartan yağmur
kartalların kıyısına yuva kurduğu o dipsiz uçurum
o uğultulu orman
o kaynayan deniz
o savrulan ağaç yaprakları
köyün üstünde lacivert bir örtü gibi genişleyen o gökyüzü…

hayat hep satır aralarında gizlidir
öyledir de
gücüm yok konuşmaya
kalbimin yerini hatırlatan
o gürültüsüz, sessiz ve ağır işleyişle
dönen dünyanın bir çark gibi işleyen
ağır ama gürültüsüz o sesi dinlemeye
o en kadim sese kulak vermeye
cesaretim var mı bilmiyorum

size o mucizevi döngüden
gözlerimi dünyaya daima hayretle bakmaya yönelten bilgeliğinden
keşfetmenin ve arayışın şeffaflaştırdığı bakışların arılığından
saydamlığından bahsedebilirim biraz

köye doğru çıktığım yolculuktan
gök kubbenin göğsünde kızıl bir gül gibi şeffaflaşan
gün doğumlarından
ve gün batımlarından
çocukluğumdan itibaren yürümeye başladığım
zihnimi berraklaştıran
bakışlarımı derinleştiren
o gürültüsüz, sessiz ve ağır temaşayı keşfettiğim
o münzevi yalnızlığımdan
daha ziyade bahsedebilirim biraz

her adıma
her nefese ant olsun
sisin üzerindeki perdeleri kaldıran
görünenin ardındakini denetleyen o saf bilince
akan suda elini, yüzünü yıkamaya
rüzgarda savrulmaya
çıplak ayaklarla sokağa
yağan ilkbahar yağmuruna koşmaya
gömleğini sıyırıp yağmura sırtını açmaya…

bir gün bile olsa
güneşin doğuşunu ve batışını kaçırdığımda
kendini günahkar sayardım o günlerde
o kutlu manzaranın
seyrine dalmanın
insanı Allah’a yaklaştıracağına inanırdım

ağaçlara tırmanmak
gövdesine dokunmak ve gölgesinde soluklanmak
ne latif bir ihsandı benim için
tanenin seferini görmek çiçekte
bahçeyi görmek ağacın hafızasında
bir meyvenin olgunlaşma ıstırabını
uçma zevkinin kanatlarda yoğunlaşmasını
kanın damardaki ayak sesini
aşkın suret değiştirmesini
saf ve müphem o köy gecesinin kalp atışını duymak
en özel imtiyazdı benim için

kapardım kapıları
kalkmak, yürümek, çiçeğe bakmak
yokluk toprağının kokusuna,
ağaçla göğün buluştuğu yere gitmek için
kendinden geçiş ile keşif ortasındaki o yere
gitmek ve oturmak için
çünkü huzur orada, yakındaydı
yeşil çimenlerin arasında
ulu çamın altında
suyun akışında
rüzgarın esintisindeydi
tüm seslerin doğduğu ve battığı yer
sessizlikti…

sessizliğin içinde sesleri dinlerdim
doğadaki seslere kulak verir
sabahı, geceyi, ağaçları, kuşları, çiçekleri
ovayı, suyun ayak seslerini dinler
sabahın erken saatlerinde kalkar
goncaların açılırken çıkardığı heyecanı duyardım
ve bahçedeki gül ağaçlarının birbiriyle konuşmalarını
sessizce dinlemeye koyulurdum


tenha bulunan yerlerde kendinden bir köşede
bitmişti bir nilüfer mesela
dökülüyordu adeta anbean boşluğuma
ve ben onun söylediği şarkılarla
ve ben onun sesiyle
ölüyordum anbean

köyde her ne varsa
hepsi birer renk
iyi bir şair olduğu kadar
iyi bir ressamdı
kelimelerle resim yapar
renklerle şiir yazardı

çiçeklerin açılma sesini işitmek için
gün doğumlarında yanlarında beklerdim
havuz başında oturup
suya düşen kelebekleri kurtarmayı çalışırdım
yeryüzünde
öylesine derin bir duyarlılıkla
seslerden ve renklerden kendime bir dünya inşa ederdim

neden renkleri öldürmek isterler
ya da rengin ölümüne yas tutarlar
neden gündüzün, aydınlığın yanına
renkleri solduran gecenin karanlığını ve ölümü koyarlar
karanlık bastığı
köy sakinleştiği
günün renkleri solduğu saatler
yok olmaya yüz tuttuğu geceler
karanlık dirilir
aydınlık ölür neden

neden gündüzün renkli öyküsünün
geceye yenik düştüğünden bahsedilir
hayatın renkleri gecenin karanlığı karşısında
neden yenilgiye uğratılır
karanlık bastırdığında
gündüzün renklerinin yaşadığı şey
artık bir yenilgidir

her ahengin zinciri dağılmıştır artık
renge yer yoktur karanlıkta
ya da karanlık renkleri yutmuştur

köylerde karanlığın sessizliği,
biraz da hayatın ,ölümün sessizliğidir
usul usul batan bir günle
renklerini yitirmiş dünyanın sessizliğidir
gittikçe her şeyi etkisi altına alan
hayatları yavaş yavaş yutan
aynı gecenin karanlığıdır

gölge ve aydınlığın birbirine geçtiği
gurubun rengine gamın karıştığı
ama bir sesin ötekine karışmadığı
kimsenin kimseyi yakından görmediği
yalnızlığın en ince sanatıdır
gece karanlığı

içimde suskun bir zamandır köy
bir yüzü çocukluğumun
bir diğer yüzü gençliğimin miraç asrıdır
kara palangaların otlağıdır toprağı
hatıraların sessizleştiği mahaldir
çünkü bir bahçeyi görünce cezbesine kapılan
tarlada bir kırlangıcı ciddiye alan yoktur

maziden kalan her anı
gecenin bir kenarında
tek kelime etmeden ölürken
ne acı ki
yoktur onun kaybının farkında olan

bu yüzden midir köy yerinde
insanın kahvesini yudumlarken
var olma hoşnutluğunu dudakta duyması
evet, bir fincan kahve sunulunca
dostun elinden
gölgede, sükunetle, köy sedirinde
kırk yıl hatırı varsa içilen kahvenin
var hesap eyle…
kahve fincanının kulpuna tutturulan
hatırı nicedir bu kelimelerin


redfer

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kelimelerde resim yapar Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kelimelerde resim yapar şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kelimelerde resim yapar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ABDULKERİM KAYA
ABDULKERİM KAYA, @abdulkerimkaya
23.6.2024 16:29:07
Çok güzeldi, öok çok acıklıydı,
çok doğru,
Allah razı olsun
sevda ve özlem vardı,
Hakikat vardı,
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım
ders vericiydi,akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla
Aksakal
Aksakal, @aksakal1
21.6.2024 17:52:05
Köyünüzün yerle gök arasındaki (neredeyse) sonsuza uzayan resimlerini okudukca kaçış yolları aranan köylerimizden birinin (köylü) şairinin hayaline nasıl bu denli nüfus edebildiğine doğrusu şaşırdım kaldım. Bilinmeyen nice köylerimizden emsalsiz değerde Osmanlı Paşaları çıktığını okur, duyardım da; hayalhanesi böyle geniş bir köy çocuğu şaire ilk defa rastladığımı açıklıkla söylemeliyim. O dar sanılan çerçevenin bu kadar genişletilebileceğine hayret ve hayranlığım artı da arttı. Sayın "redfer" i zaten öyle tanımama rağmen, bu günki şiiri doğrusu beni hem mestetti, hem de fethetti. Candan tebriklerimi sunuyor, zaman, zemin ve mekân hakimiyetinizden çıkan bu mükemmel esere selam duruyorum. Tekrar tebrik ve teşekkürlerimle... (Aksakal)
Turkuaz791
Turkuaz791, @turkuaz791
21.6.2024 17:48:06
Huzur ve şiir
Okuduk .🙏
Gönül Pınarı
Gönül Pınarı, @gonul-pinari
21.6.2024 17:18:48
Bülbülü altın kafese koymuşlar da ille de vatan ille de vatan demiş, neden? çünkü gözünü hayata açtığı en güzel çağını yaşadığı anılarının hayata geçirdiği hatta özünü bulduğu, yer de ondan. Her insanın hayatında hep ayrı bir yer tutar doğup büyüdüğü o yer. İşte değerli şair de öyle yapmış anılarını adeta dizelere resmetmiş kalemi daim ilhamın bol olsun. Tebrikler, nicelerine diyor esenlikler diliyorum. Saygılarımla.
Gümüş kalpler
Gümüş kalpler , @gumuskalpler
21.6.2024 17:05:36
köylerde karanlığın sessizliği,
biraz da hayatın ,ölümün sessizliğidir
usul usul batan bir günle
renklerini yitirmiş dünyanın sessizliğidir
gittikçe her şeyi etkisi altına alan
hayatları yavaş yavaş yutan
aynı gecenin karanlığıdır

tarlada bir kırlangıcı ciddiye alan yoktur
Demiş şair şiirinde ve bir yudum kahvede çizmiş resmini gördüklerinin
Uzakta bakınca uzun bir yol gibiydi şiiriniz okudukça sonunu beklediğim ve finalinde kahvesini içtiğim
Telvesi güzeldi duyguların
Hemde bol köpüklü
Yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun hocam
Saygıyla selamlıyorum yüreğinizi
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL