duvarımda örgülü sarı saçların
birine ay
diğerine güneş adını vermişim
ışıkları düşünce
öyle açıyor ki çiçekler
yüreğimin üstüne önce senin resmini çiziyorum
sesini ve bir de saçlarını rengini

sonra zülfüme takılmış saçının teli
ve dudak gibi gülümsemeni
ellerini çiziyorum ellerime
sonra bir sarı tel gibi
düşüyorum …
ellerine ya da bildiğin bir yere
tut elimden kaldır diye

bir anda peşine düşesim geliyor
takılıyor dilime sarı saçların
deli gönlüme takılıyor
ruhumun derinlerinde bir tütsü dumanı gibi kıvrılırken
aklıma sen düşüyorsun birden
zamanmış
ayrılıkmış
cefaymış kime ne

o sarı saçlar var ya
şu deli gönül var ya abdal olup gezen
hayalimde elif diye diye tozan
bir teli kainatın ilk tozlarını birleştiren
kimi yıldız
kimi ay
bir teli de kıyametim
bir teli ezel
bir teli de ebet olan
o sarı saçların

hayatın hiç yaşamamak gibi bir şey olduğunu
ayrılığın büyük sevgilere ateş körüğü olduğunu biliyor onlar
sevdiğinin en acı sözlerinin bal olduğunu biliyor onlar
aşkın ,bir kördüğüm gibi çözülmeden kaldığını
ellerin başka şey yazmadığını
dilin başka söze dönmediğini
ayağın başka yöne gitmediğini biliyor
deli gönlüme düşen o sarı saçların

bir feryat gibi gelmiyor kulağıma
sanki hoşnutluk ve serenat karışımı bir şeye benziyor
hani özgürlük tutkusu
hani tutsaklığa uzanan diller
sevdiğinin bir kaş eğmesiyle
kolu kanadı kırılan kuşa dönüyor ya aşık
hani dilediği yöne uçmak
hani engin maviliklere varmak gibi o sarı saçların

işte orada gönül
bağlanıp kaldığı yerde duruyor öylece
şikayet de etmiyor halinden
ciğerin havayı sevmemesi mümkün mü
yerleri ve gökleri birbirine bağlamış bir kere
çözmek ne mümkün
gönül niye bağlanmasın ki bir ahu göze
bütün varlık aşk uğruna var olmuşken

o deli gönül sarı saçlara bağlanmaya görsün
kalem de elden düşüyor
lambada titreyen alev de üşüyor
akıl da ne edeceğini şaşırıyor
bir vefasıza da gönül veriyor
beyhude bir arzunun peşinden de gidiyor
hem de koşa koşa

dün nasılsa
bugün de öyle
kokusu doluyor yüreğime
ve ıslak renklerine sığınıyorum
o sarı teller yüzümde gezerken
başka gecelerim
başka dünyalarım
aydınlanıyor

sarı saçlarına kapılmışım
onların aşk tutkusuna
nihayetinde kalbe sunulmuş bir can onlar
isterim ki o güzele
hem de bile bile
kıymet bilene kapılıp gitsin
isterim ki o sarı saçlı dilber ölümsüz olsun

yetmiyor bana
benim yaslandığım hani şu sarı saçlara
sonsuza kadar yaslanayım istiyorum
bir varmış, bir yokmuş olmasın
değer mi yoksa kol kanat kırmaya
bitip gidecekse
yarı yolda terk edecekse

redfer