0
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
347
Okunma
Göğsümde ritim bozukluğu sesler kadar ellerim ve gönlüm diken yırtığı
Şehrin yabancısı
gök yüzüne
Bir bulut kümesi havalanmış
alfabetik sıraya göre isimlendirilen
Bütün sevinçleri hatırlamamak
ne kadar acı
Ve yorgunluk kahvesi soğuk bakışlarla öyle mahzun omuzları yıkık
Onu izlemekte varmış
Aklımın kuyularında yukarı çektiğim
her cümlenin sonun da
Etrafından gelip geçen herkes tanıdık bir yerlerden
Ama nereden
bir türlü çıkarmıyorum
kim olduklarını
burada bulunma sebeplerini
Kalbin kalbe husumeti büyük
yüzündeki o mutluluk ifadesini
Hüzne yanaşan bakış dağını
Rüzgarın asaletini bozduğu saçlarına bir an dokunmak istedim
Yok aceleye gelmez bu işler
dokunuşları suç işleyen tek varlık insan günahını
ret etmiş tanrılara kulak veriyorum
Doğuşun batışı bir birine el gibi
Yani çocukluğuna öfkeli o çocuklar gibi
Önce kiraz ağacının dallarına tutuna çiçekler attı kendini boşluğa
sonra canlılığını yuttu dalları kurudu
Ben o dallardan aşağı kalır mıyım?
Hikâyesi başlamadan biten
Aşklar etrafımda
birine harcanması gereken zaman bu
Ne mümkün sevilmeden ayaklarının üzerinde köklenmek
Ben çocukluğu bilirim
ekmeğinin en büyük parçası şekerli su bardağından
Birine şirinlik olsun gülüşü
Hiç görmedikleri yerleri hayallerine bile demem
Onu halen sevdiğimi de
Benimle unutkanlık azizliğine uğrayan yeşil gözlerinde öpüyorum.
5.0
100% (5)