1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
393
Okunma
İki güz arasında durdu
Rüzgar gülü
Mavinin ikiz eşiği
Bacadan merhaba diyen
Bayram sabahı
Annemin öptüğü yerde
Güzel gözlü bülbüller,
Çiçekler devşirir
Başak tanesi sarıdır,
Sular bekler; rüzgar gülünü
Mermer üzerine yazılmış dağlar
Çam kokusunu yakıp gelir;
Meşalesi karınca aydınlatır
Kaşığında dualar gizli.
Münbit bahçesine yıldırım;
Kara kazanda mavi buhar,
Çocuk şarkısı... beyaz sabun...
Rıza’nın motorunda ekmek saati
Akrep bile tedirgin şeytandan
Alın teri damlıyor;
Düşüp gelirken karanlık, ensesinden
Otobüs bagajında sirke ve soğan
Fistanı menekşeli ak analar
Torun kokusu için tarlada
Çapa vurur kadere, yazgıya
Okul bahçesinde nazlı öğretmenler
Ayazda bekler, al bayrağı
Elifbalar karışmış tahtada
Duvarda kediler çocukları bekler;
Anneler televizyonu açsın diye çocukları...
Aslında annelerin özlem çağında
Bir filozof gibi oturdukları
Kainatın merkezine hasretiz
Köprüyü bırak minibüse, dolmuşsa gider
Durakta ciklet kağıdı yapışık
Köşe başında 6.45 otobüsü
Bir gün mutlaka ayrılmalı
Yanlış sokakta yolumuz.
Çünkü sevmek
Ayrılmadan yanlış sokakta
Hayasızlık getirir sevdiğim.
Başakları öp de gel
Hazan bahçeme.
5.0
100% (1)