16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1758
Okunma
Ömrüme parmaklarımı dokuz sayıyorum, bizi kardeş yapan o kan kesiği mühür eksik…
o zemheri çocukluk
çift su verilmiş bıçaklarla deniyor ağzını
boynu yaralı bir zürafa uzanıyor mezarına
dostun adı o maverada nehirdir
içimin açık bırakılan penceresi
senin tarlanda Ekim bitmiş
mavi atlas uzaklık üzerinde sararmış güz rengi
benimkinde kan gülleri
göz kırığı ile sulanmış
o kamyon gittiği bütün kentlere götürdü seni
beni bıraktı
dönüşünün yollarına mum diktim
kulaç attığımız kaderin sözüne sürme çektim
yanıyor akkor halinde
o kılıcı öptüğün günden beri
payidar anın avutuyor bizi
adına aşk mektupları yazıyorum
yine imkansızı seviyorsun
sözün bittiği yerde şeytanlar tef çalıyor
aşık olduğun bütün kadınları bağışla
defigam etmek için koruyorum
kibrit çöpünden yaptığımız çerçeveyi
o aylak opera gecesinde çektiğimiz kuğu susuşu resmi de
uğradığınca gülümsüyorum hayata
nadaslara saldığınca andığım gibi
yanıtsızlığımın kan anıtı
senin ıslığınla yürüdü çocukluğum
gürledi alevden mızıkası
aranma
dokuz çıkacak seni uyutan kayığının kucağı
onuncusu işaret parmağımda saklı
özledim deme
tozur ömür mevsimim
sadakasını ver ağlayan meleklerin
sussunlar
hatıralar ten kıymığı
anılarıma yağmur yağıyor yine
söyle
hayatın sağ tamponunda durur mu hala gülüşün
K.Y.