9
Yorum
62
Beğeni
0,0
Puan
2203
Okunma

kapılar ve duvarlar
ağır kokan bu caddenin
en duyarsız şahidi
dirseklerim. o caddenin insanı
özellikle kapatıyorum camları
salonda açmayan bir çiçek
çarpıyor soğuk
başlıyor işte bir şiir
başlıyor elim ayağım
yatağımın bozulmuş tarafı anlatıyor her şeyi
gözyaşlarım delik deşik
karanlık yırtılıyor. hey
yanağım. serin
taciz ediliyor ellerim
ayaklarım
bacaklarımın arasında bir gözyaşı ve onun lekesi
bu sabah ağır. çok ağır
kalbimin içinde kötürümün iyisi ruhlar
bir lotus ağlıyor
bir lotus daha
bir an. gurursuz şarkılar söylüyorum
şarkılar çırılçıplak. dilimin üzerinde yaralar açıyor soyunarak
bir çığlık
bir çığlık ki
örgütlenemiyorum.
budala bir dudağın çıkardığı o ıslak bağırış oluyorum
gözyaşlarım ete bürünüyor
ritimsiz bir sessizlik de
alaşağı ediyorum geceyi
uçurumun kemikleri sızlıyor
düşmek. niçin bu kadar kolay
etimin renginde. şafağın ağır yüzü
uyanmak zorunda. kimliğim
boynumda. yüzleşmenin kirli izi
son defa ağlamıyorum
bağdaş kuruyor
saçlarımı düzeltiyorum
Allah’ın kabul görmediği
ağır bir tabloyum
renklerimin görüntüsü bozuk
taşınmış bir orman resmiyim
indirilmek için resmedilmişim. özümde şeytanın soluğu
duvarları baltalamak şart
düşmeyi bilmiyorum
düşünce kalkmayı
yaradanı düşünüyorum
beni yaradanı
duvarlar gülümsüyor
duvarlar. büyük gülümsüyor
karşılık veremiyorum
duyulmuyor sesim
boğazlarımda karanlık ortancalar
kanatsız akşamsefaları
ağlamaklı oluyorum
böyle ölmeyi
ben istemedim
ben istemedim böyle öldürmeyi
ağaçları duyuyorum
ağaçların kuşları ıslak
nereye uçacağını bilmiyor.
ruhları hep aynı şarkıyı söylüyor
hep aynı şarkıda uçamıyor. kuşlar
yaprakların. ağaçları bunamış
o yaprakların ağacı oluyorum
unutmak istiyor. çağı yorgun. çok yorgun
ağaçları duymazdan geliyorum
ağaçların gömüleceğı bir mezar oluyorum
kendimi bırakıyorum
kendimi ve peşimi
kabrimin üzerinde bir salıncak
neden bilmiyorum.
ayak bileklerim ağlıyor
karanlığın yırtılması diye bir şey var
kan süzülüyor
kan nereye akacağını çok iyi biliyor
zaman
zamanını kaybetmiş
zaman. zamanını
ellerim. bir çiçeğin cesedi oluyor
o küçücük. uzun ellerim
yine son kez ağlamıyorum
ayağa kalkıyor
omuzlarımı düzeltiyorum
aşk. diyorum
bir ah
bir teşekkür
hiç gitmiyor aklımdan
hayat olsa gerek
biraz toprak rengiyim
biraz mavi
muhacir oluyorum
bulut oluyorum
kuş oluyorum
beynimde oluşan hasar. dehşet sevici
sarılamıyorum kendime
öğütülmüş bir yüzün içine karıştırıyorum yüzümü
aşırı kaybediyorum her şeyi ve seni
daralıyor
kapılar ve duvarlar
kilit üstüne kilit
caddeler insan
sahi
ben kimim
kim oluyorum
...