1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
556
Okunma
Sakın gözlerini zamandan
Kehribarı görmesin yıldızlı tanrılar
Elem diyarına düşünce çiğ damlası
Hoşnut olursun çünkü fıtratın böyle
Sen heyülası bile mayhoş bir seda
Karanfilin göğsünden imbiklenmiş aşk
Ahlak ve edep üzerine yazılmış risale gibi
Okudukça azamet okyanusunda kadırgayım
ifriti ve mumu sen mi yaktın?
üşüdükçe ruhun bunu mu yaparsın ?
bilmem niçin hoş kokar ebri kefin
kalemi okşayan elin öd ağacı misali
gece karanlığında şafak aydınlığında
lüx lambanın cama vuran
yağmuru öğmüştür gözlerin
kainata kuşku ile bakar
kırılmış kalemin
zahir ile hem-hal oldum
medresede göğün zincirini kırdık bu gece
çalakelam ettik durduk
devirdik çanları ilmi şarka getirdik bu gece
zahir ile zakiri severim
biri temizler biri süpürür
dimağa takılan çöpleri
gökte uçarken kimin kanadına takılmalısın ?
unutma kanatları altında iken
güvensiz hissettiğin bir kuş
özgürlüğüne kanat çırpamaz
tutsaklığın senin zulmündür
ve zordur kanatsız kuş olmak
öd ağacından tespih tanelerini
avucuna saklar salacakta sallanır sallanır
öper kuşlara verir buğdayı
serçeler onun parmağını pusula eyler
kimsesiz olduğu kadar
kimsesi de vardır
şiir de yazar ama bu çağda değil
aslında çağ onu cahil etmiştir
o çağın alimidir !
Şererin çıksa ne olur göğe yıldız olamaz
derdi derd-bâz eyleyen kalb kubbesinde olamaz
5.0
100% (3)