bütün dağlar yağmalanıyordu
oturup ağladık parklarda
aksi güneş doğmuyordu

sonra ardışık yılları yaşadık barok yıllarda
dolayımlar, içli ezgiler ve özlem..
seçkin şiirlerde büyürken geldi
kırılıp dökülmüş saçlarıyla
allığıyla, dudaklarıyla

zambak dökmüş terin
sevdayı yücelten doyulmamış sevişmelerin baharında geldi

şiir yalın sessizliklerin coşkun ekim geceleriydi
hüznümüzü avutmaya çalışıyorduk.

ve yorgun gülüşlerin ığrıplarında bozkırları düşledik
yalpalayan notalarda çözdüm adını
ellerin bir kenti hiçliyordu
günler hep salıydı..ayrıldık.

gel bekliyorum seni
batıdan doğuya feodal
kuzeyden güneye burjuva
bütün evrende hümanist
ve sınırsız şiir duyarlığıyla..

gorgon yüzünle ilkel
orpheus bilincile esri
ve kelt tavrınla berkil gel

bana herşeyini tan atarken sun
kutsal sevişmeler doğal olayları kucaklamalı
kahuli’yi tanıma, deccal fistosu giyer

sarıl dağılan şarapnellere

şimdi sen orada
bir peri gibi araya girer
ve bedevi törelerini
iman diye sunarsın ’nebi’lere..